19 Mart operasyonları mağdurları tarafından oluşturulan Aile Dayanışma Ağı (ADA), beşinci buluşmasını Saraçhane Parkı’nda düzenledi.
Bu etkinliğe; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu, İmamoğlu’nun kız kardeşi Neslihan Yakupçebioğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP Parti Meclisi üyesi Berkay Gezgin, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, eski Anavatan Partisi Genel Başkanı Nesrin Nas, sanatçılar Onur Akın, Tolga Sağ, Sunay Akın ile tutuklu aileleri katıldı.
‘ADALETİN YERİNİ BULMASINI İSTİYORUZ’
Dilek Kaya İmamoğlu, aile avukatlarının baskı altında olduğuna dikkat çekerek adil yargılamanın mümkün olmadığını vurguladı. “Bizim talebimiz çok açık: Keyfi gözaltılar ve tutuklamalar son bulsun. İnsan onuruna yakışır, adaletin evrensel ilkelerine uygun bir yargılama olmalı. Biz, sadece adaletin yerini bulmasını istiyoruz” dedi.
‘GENÇLERİN UMUDUNU BÜYÜTMEK HEPİMİZİN EN BÜYÜK SORUMLULUĞU’
İmamoğlu, “Bu hukuksuz ortam, sadece tutukluları ve ailelerini değil, toplumun tüm vicdanını yaralıyor” diyerek sözlerine devam etti. “Çocuklar güvensizlik içinde büyüyor, gençler geleceğe umutla bakamıyor. Üniversite sınavında başarılı olan gençlerimiz bile torpil ve eşitsizlik nedeniyle hayallerini kaybediyor. Oysa bu ülkenin gençleri liyakatle, eşitlikle ve özgürlükle ilerlemeli. Onların umudunu büyütmek hepimizin en büyük sorumluluğu” şeklinde konuştu.
İmamoğlu’nun ardından; İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce’nin cezaevindeyken evlendiği Filiz Kahveci Gökce, Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Kalender Özdemir’in kızı Sidal Özdemir ve tutuklanan gençler adına Esila Ayık, yaşadıkları deneyimleri paylaştı.
‘7 SORUNUN 6’SINDA BUĞA GÖKCE İSTANBUL’DA ÇALIŞMIYORDU’
İPA Başkanı Buğra Gökce’nin eşi Filiz Kahveci Gökce, eşine sorguda 7 soru sorulduğunu belirterek, “Bu sorulardan 6 tanesinin olduğu dönemde kendisi İstanbul’da çalışmaya başlamamıştı, İzmir’de genel sekreterlik görevini sürdürmekteydi” dedi.
7. sorunun ise şeffaf bir ihale hakkında olduğunu ifade eden Gökce, “Peki suçu neydi? Taraflı medyadaki bir gazeteciye göre, ‘Devletin verilerinden farklı verileri açıklarsanız, böyle paketlenirsiniz’ şeklinde açıklanan doğru, gerçek verileri açıklayarak halkın kandırılmasını önlemeye çalışmış bir bilim insanı olmasıydı. Tutuklanma süreci de bu haksızlığın bir yansımasıydı” dedi.
‘BABAMIN KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİNİ 3 GÜN SONRA ÖĞRENDİK’
Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Kalender Özdemir’in kızı Sidal Özdemir, yaşadıkları süreci şu şekilde anlattı:
“Geçtiğimiz cuma günü babam bir kalp krizi geçirdi. Ancak biz, bunu tam üç gün sonra öğrenebildik. Düşünün; babanız kalp durma tehlikesiyle karşı karşıya. Ama size haber verilmediği için, hiçbir şeyden haberdar olamıyorsunuz. Bir aileye, bundan daha büyük bir acı yaşatılabilir mi?
Hastaneye koştuğumuzda, yüzümüze kapılar kapatıldı. Avukatımıza bilgi verilmedi. Vekaletli avukatımız bile, ‘Bilgi alma saati değil’ denilerek susturuldu. Daha da acısı, cezaevi doktoru babamın acilen bir kalp damar hastalıkları hastanesine götürülmesi gerektiğini söyledi. Ama buna rağmen babam, 5 saat boyunca bir cezaevi aracında, jandarmalarla birlikte dolaştırıldı. Koğuştan koğuşa gidildi. Diğer kalp hastası mahkumlarla, kalp krizi geçirmiş bir halde 5 saat boyunca adeta ölüme sürüklendi. Ve o 5 saatte, ilaçlarını içmek için bir bardak su istedi. Bir bardak su bile verilmedi. O 5 saatte babam ölseydi, ne olacaktı? Kim verecekti bunun hesabını? Bir insanın hayatı bu kadar ucuz mu? Babamın geri dönüşü olmayacak bir durum yaşamadan acilen tahliye edilmesini talep ediyorum.”
’13 ARKADAŞIMIZ 59 GÜNDÜR SİLİVRİ’DE TUTSAK’
Saraçhane gösterileri sonrasında sağlık sorunlarına rağmen 37 gün tutuklu kalan Esila Ayık ise konuşmasında şunları ifade etti:
“Ben, 37 günlük tutsaklığım sonucunda tahliye oldum. Ancak şu an Saraçhane’nin 100’üncü günü anmasında tutuklanan 13 arkadaşımız, hâlâ 59 gündür Silivri Cezaevi’nde. 13 arkadaşımızın yanında, tahliye olup 10 gün sonra tekrar tutuklanan Bekir Aslan var. Bekir, tutukluyken benden Belçika çikolatası istemişti. Ben Belçika’dan gelirken ona çikolatasını alıp geldim. Fakat maalesef biz buluşamadan Bekir tekrar tutuklandı. Bekir’in çikolatası evde. Ve soruyorum: Bekir çikolatasını ne zaman yiyecek?”
