2026 yılı için asgari ücretin belirlenmesine yalnızca 2 ay kaldı. İşçi tarafının belirleyeceği rakamlar merakla beklenirken, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ, asgari ücret görüşmelerine katılmama kararı aldıklarını açıkladı. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısının işçilerin aleyhine işlediğini vurguladı.
‘Hükümetin masada olmaması lazım’
Arslan, görüşmelerde hükümetin bulunmaması gerektiğini ifade etti. Asgari ücretin yalnızca özel sektörü ilgilendirdiğini belirten Arslan, tarafların seçtiği bir hakemin masada yer almasının daha uygun olacağını savundu. ‘Hükümetlerin burada olmaması gerekiyor. Kamuda asgari ücretli işçi sayısı çok düşük. Dolayısıyla asgari ücretin belirlenmesi tamamen özel sektörü ilgilendiriyor. Almanya’da işçi sendikaları ve işveren sendikaları masaya oturuyor, orada hükümet yok. Sadece tarafların seçtiği bir hakem var. Bu hakem kamu görevi üstleniyor. Ancak taraflar anlaştığında hakeme ihtiyaç kalmıyor. Almanya’da bizim üç katımız çalışan var ve burada asgari ücretin belirlenmesinde hükümet yok. Hükümet yerine bir kamu görevlisi var ve bu kamu görevlisi de taraflar isterse seçiliyor. Biz, Türkiye’de de benzer bir yapının olmasını savunuyoruz. Hükümete, ‘Neden bu işe müdahil oluyorsunuz?’ diyoruz. Asgari ücretin belirlenmesinin faturasını hükümet ödüyor. ‘Cumhurbaşkanı, hükümet asgari ücreti artırmadı’ deniyor. Bunu bırakın, işverenler ile işçiler oturup konuşsunlar ve kendileri belirlesinler.’ dedi.
Arslan, işçi konfederasyonlarının üye sayısı oranında temsilcinin komisyonda yer alması gerektiğini de belirtti. ‘Rakamın belirlenmesine yönelik bir kriter oluşturulmalı. Ayrıca bir genel sekreterlik olmalı. Bu yapıdaki Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 12 ay boyunca çalışmalıdır.’ şeklinde konuştu.
‘Mevcut yapıyla sağlıklı kararlar alınamaz’
Komisyondaki mevcut yapının sağlıklı kararlar alınmasını engellediğine dikkat çeken Arslan, ‘Hükümet, sosyal tarafların taleplerine kulak vererek Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu daha demokratik ve katılımcı bir yapıya dönüştürmelidir. Ardından da ‘İşçiler ve işverenler, siz bu işi yürütün. Bizim hakemlik yapmamıza ihtiyaç duyarsanız, biz buradayız.’ demelidir. Aksi takdirde, kamuda asgari ücretli neredeyse yok ama asgari ücreti belirlemeye çalışan hükümet, bu durumu sorgulamalıdır.’ ifadelerini kullandı.
‘Görüşmelere katılmayacağız’
2026 yılında geçerli olacak asgari ücretin belirlenme sürecine TÜRK-İŞ’in katılmama kararı aldığını hatırlatan Arslan, kendilerinin de komisyona katılmayacaklarını belirtti. Arslan, ‘TÜRK-İŞ ile yaptığımız görüşmede, katılmayacaklarını tekrar teyit ettiler. Bizim de katılmayacağımızı kendilerine ifade ettim. Bu durum hem işçiler hem de hükümet için kaotik bir ortam yaratacak. O zaman TİSK ile hükümet oturup asgari ücreti belirleyecek. TİSK burada doğal olarak inisiyatif alacak ve hükümete ‘Ben ancak şu şartlarda asgari ücreti kabul ederim.’ diyecek. Başka bir seçenek kalmayacak. Maalesef TİSK’in istediği bir asgari ücreti önümüze getirecekler. Bu durum işçiler için büyük bir kayıp, hükümet için ise önemli bir sorumluluktur. Asgari ücret iki ay sonra belirlenecek ancak masada işçi tarafı olmayacak. Bu yaratacağı kaos hakkında kimsenin girişimde bulunmaması ve bunu gündeme getirmemesi üzücü.’ şeklinde konuştu.
