Dünya Yoksullukla Mücadele Günü
CHP’li Taşcıer: “AKP, 23 yılda yoksullaştırma rejimi inşa etti”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Gamze Taşcıer, 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de yoksulluğun “kader değil, iktidarın tercihi” haline geldiğini belirterek, AKP iktidarını sert sözlerle eleştirdi.
Taşcıer, “Ekonomik kriz, ağır bir insan hakları krizine dönüştü. 17 milyon 821 bin kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Çocuklar aç, yaşlılar güvencesiz, kadınlar yoksulluğun en ağır yükünü taşıyor. Faize 1,4 trilyon lira ayrılırken yoksullukla mücadeleye yalnızca 275 milyar lira ayrıldı. Bu bir kriz değil, sistematik bir yoksullaştırma düzenidir” dedi.
“Yoksulluk artık kuşaktan kuşağa aktarılan bir miras”
Türkiye’de yoksulluğun toplumsal eşitsizliği derinleştiren bir yapıya dönüştüğünü ifade eden Taşcıer, 17,8 milyon kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığına dikkat çekti.
Taşcıer, “15 yaşından küçük 4 milyon 434 bin çocuk günde bir öğün yemek yiyemiyor, 1 milyon 800 bin çocuk yeni kıyafet alamıyor. 65 yaş üstü 9 milyon 212 bin yurttaşımızın 2 milyon 123 bini yoksul. Yani her 4 yaşlıdan biri geçinemiyor. 13 milyon 486 bin kadın ise yoksulluğun pençesinde yaşam mücadelesi veriyor” diye konuştu.
“Yoksullukla mücadele değil, yoksulluğu yönetiyorlar”
AKP iktidarının yoksulluğu ortadan kaldırmak yerine yönetmeyi tercih ettiğini savunan Taşcıer, bütçe tercihlerinin de bu anlayışı yansıttığını söyledi.
Taşcıer, “Yoksullukla mücadele programı kapsamında 9 ayda harcanan kaynak 275 milyar lira. Bu, yoksul bir yurttaşın yoksulluk sınırına ulaşabilmesi için gereken desteğin yalnızca yüzde 2’sine denk geliyor. Buna karşılık, Hazine’den faize aktarılan kaynak 1,4 trilyon liraya ulaştı. Yani iktidar saat başı 42 milyon lirayı faize, sadece 2 lira 36 kuruşu yoksulluğa ayırıyor” ifadelerini kullandı.
“Yoksulluk, ağır bir insan hakları krizidir”
CHP’li Taşcıer, ekonomik krizin sadece mali bir tablo değil, aynı zamanda “ağır bir insan hakları ihlali” olduğunu dile getirdi:
“Kamusal hizmetlere erişimin sınırlanması, sosyal yardımların keyfiyete bırakılması, güvencesiz çalışma koşulları, çocuk işçiliği, barınma krizleri… Tüm bunlar, vatandaşların yaşam hakkına yönelmiş doğrudan saldırılardır.”
“Mutluluk düzeyi düştü, umutsuzluk arttı”
Taşcıer, Türkiye’deki yaşam kalitesi göstergelerinin de son 23 yılda ciddi biçimde gerilediğini belirtti.
“Bağımsız, sağlıklı ve güvenli yaşam endeksinde Türkiye Avrupa’nın en kötü altıncı ülkesi konumunda. Genel mutluluk oranı yüzde 59,6’dan yüzde 49,6’ya geriledi. Yarının bugünden kötü olacağına inananların oranı ise yüzde 9,2’den 27,8’e çıktı” dedi.
“Bu düzen sürdürülemez”
Açıklamasının sonunda adil gelir dağılımı ve sosyal devlet vurgusu yapan Taşcıer, şu mesajı verdi:
“Bu ülkenin insanları yoksulluğa, umutsuzluğa, karanlığa mecbur değildir. Adil gelir dağılımı, güçlü sosyal koruma ağı ve hak temelli politikalarla bu yoksulluk kuşatmasını yıkacağız. İnsan onurunu korumak sosyal devletin görevidir; biz bu görevi yerine getirmek için mücadeleye devam edeceğiz.”
