USD42,71
%0.05
EURO50,33
%0.25
CHF53,29
%0.11
GBP57,43
%0.52
EURO/USD1,18
%0.18
BIST11.350,24
%-0.93
Petrol59,57
%-1.63
GR. ALTIN5.899,93
%-0.15
BTC0,000000
%0
  1. Haberler
  2. EKONOMİ
  3. Türkiye’nin Büyüme Başarısı: Gerçekler ve Illüzyonlar

Türkiye’nin Büyüme Başarısı: Gerçekler ve Illüzyonlar

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ünlü iktisatçı Mahfi Eğilmez, Türkiye’nin 2002 yılından bu yana sergilediği büyüme performansını derinlemesine inceleyerek, bu süreçte ortaya çıkan dinamikleri detaylı bir şekilde ele aldı. Eğilmez, büyümenin nasıl elde edildiğini ve bu sürecin hangi maliyetler üzerinden şekillendiğini değerlendirdiği yazısında, Türkiye’nin büyüme hikâyesinin benzer ülkelerle kıyaslandığında güçlü bir başarı öyküsü sunmadığına dikkat çekti. İşte Mahfi Eğilmez’in “Ne Pahasına?” başlıklı yazısından öne çıkan analizler:

TÜRKİYE BÜYÜMESİNİ BESLEYEN UNSURLAR NELER?

“2002 yılının sonunda Türkiye’nin gayri safi yurt içi hasılası (GSYH) 238 milyar dolar seviyesindeydi, 2024 sonunda ise bu rakam 1.358 milyar dolara ulaşacak. Aynı şekilde, 2002 yılında 3.616 dolar olan kişi başına gelir, 2024 sonunda 15.325 dolara yükselecek. Yani, 2002 yılına göre dolar cinsinden GSYH 5,7 kat, kişi başına gelir de 4,2 kat artmış durumda.

Bu verilere bakıldığında, son 22 yılda önemli bir ekonomik başarı elde edilmiş gibi görünüyor. İktisatçı olmayanlar veya “bu nasıl gerçekleşti?” sorusuna yanıt aramayanlar için bu başarıyı görmek ve mutlu olmak mümkün. Ancak, iktisatçılar ve bu sürecin arka planını merak edenler için görünümün ötesine bakmak ve bu başarının hangi koşullarda elde edildiğini incelemek önem taşıyor. İlk olarak, “büyümeyi destekleyen güçlerde bu dönemde bir değişiklik var mı?” sorusunun yanıtını aramak gerekir. Türkiye özelinde, borçlanma, özelleştirme ve döviz kuru bu güçler arasında öne çıkıyor. O halde bu unsurları daha yakından inceleyelim.”

BORÇLANMA VE ÖZELLEŞTİRME ETKİSİ

“Türkiye’nin dış borç stoku 2002 yılında 132 milyar dolar seviyesindeydi. 2024 yılı sonunda bu rakam 518 milyar dolara yükselecek. Bu durum, 22 yıl boyunca dış borç stokunun 3,9 kat arttığını gösteriyor. Ayrıca, merkezi yönetimin iç borç stoku da 2002 yılında 75 milyar dolarken, 2024 yılında 141 milyar dolara çıkacak. Yani, iç borçlanmada 1,9 kat artış gözlemleniyor.

Özelleştirme gelirleri ise dikkat çekici bir artış göstermiştir. 2002 yılına kadar özelleştirmelerden toplam 9 milyar dolarlık gelir elde edilirken, 2002-2024 döneminde bu rakam 68 milyar dolara ulaşmıştır. Bir başka deyişle, özelleştirme gelirleri önceki döneme göre 7,6 kat artış göstermiştir.”

DOLAR KURU NASIL BASKILANIYOR?

“Bu görünür başarı, ‘ne pahasına elde edildi’ sorusunun yanıtı borçlanma artışı ve özelleştirme gelirlerinin etkilerini vurgulamakla sınırlı kalmıyor. GSYH’nin hesaplanma şekline de dikkat etmek gerekiyor. Öncelikle dolar kurunu baskılamak için Türkiye’nin izlediği iki yol mevcut:

(1) Merkez Bankası piyasaya dolar satarak, doları bol hale getiriyor ve bu nedenle kur düşüyor.

(2) Türk Lirası’nın faiz oranlarının yüksek olması ve kurun enflasyondan daha az artması nedeniyle insanlar dolarlarını bozdurarak Türk Lirası’na geçiyor. Sonuç olarak dolar bollaşınca kur yükselmiyor. Bu durum, yüksek enflasyonlu ve düşük kurlu bir yapı ortaya çıkarıyor.

GSYH, Türk Lirası cinsinden ve cari fiyatlarla hesaplanıyor. Bu nedenle, içinde o yılın enflasyonunu barındırıyor. Böylelikle hesaplanan GSYH, o yılın ortalama dolar kuruna bölünerek dolar cinsinden GSYH elde ediliyor. Enflasyon ne kadar yüksekse, cari fiyatlarla Türk Lirası cinsinden GSYH o kadar fazla, USD/TL kuru ne kadar düşükse dolar cinsinden GSYH o kadar yüksek çıkıyor.”

“GERÇEK ANLAŞILDIĞINDA TAT KAÇAR”

“GSYH’nin varlık satışları ve borçlanmayla desteklenmesi, ayrıca dolar kurunun baskılanması, zamanla ciddi sorunlar doğurabilir.

(1) Özelleştirme yoluyla elde edilen gelirlerle büyümek, eski refahını kaybetmiş bir ailenin geçmişte edinilmiş değerli eşyalarını satarak zengin görünmeye çalışmasına benzer. Bu durumda gelir, servet kaybıyla elde edilir ve sürdürülebilir bir durum değildir. Satılacak varlık kalmadığında, eski sorunlar tekrar ortaya çıkar.

(2) Borçlanarak yaşamaya devam etmek, gelir arttığı sürece sorun yaratmaz. Ancak bir gün gelir artmadığında bu sıkıntılar daha da büyür. Özelleştirme ve borçlanma yoluyla elde edilen kaynaklar, daha fazla gelir getirecek yatırımlarda kullanılmışsa sorun yaşanmaz. Ancak geçmişe dönüp bakıldığında, bu kaynakların çoğunun, savunma sanayi yatırımları dışında, gelir getirecek yatırımlarda kullanıldığı söylenemez.

(3) Dolar kurunu, enflasyon altında artırarak GSYH’yi olduğundan yüksek göstermek de sürdürülebilir bir yöntem değildir. Zamanla ihracat daralır, ithalat artar ve cari açık büyür. Böyle bir durumda kur hızlıca yükselir ve GSYH da hızla düşer. İllüzyon, ardındaki gerçek ortaya çıkana kadar geçici bir mutluluk sağlar fakat gerçek anlaşıldığında bu durumun tadı kaçar.”

“PARLAK BİR BAŞARI TABLOSU YOK”

“2002-2024 döneminde GSYH ve kişi başına gelirdeki artışı, başka gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırdığımızda (tablo; IMF, World Economic Outlook Database, Ekim 2025’den derlenen verilerle hazırlandı) Türkiye’nin borçlanmayı artırarak, varlıkları satarak (özelleştirme) ve döviz kurunu baskılayarak elde ettiği GSYH ve kişi başına gelir artışının, gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça parlak bir başarı olmadığını ortaya koyuyor.”

“EKONOMİ DE GERÇEK ÖTESİ OLUR”

“Kısaca ifade etmek gerekirse, ilk bakışta başarılı görünen son 22 yılın GSYH ve kişi başına gelir artışının gerçekte varlık satışlarından ve borçlanma artışından elde edilen kaynaklarla ve dolar kurunun enflasyon kadar yükselmemesinin sağlanmasıyla yüksek gösterilen gelirlerden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca bu artış, benzer ülkelerin durumuyla karşılaştırıldığında bir başarı olarak değerlendirilemeyecek kadar uzakta görünmektedir.

Gerçek ötesi bir düzen içindeyseniz, ekonomik durumunuz da gerçek ötesi olacaktır.”

Türkiye’nin Büyüme Başarısı: Gerçekler ve Illüzyonlar
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yazıhan Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!