Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanması için 1995 yılından bu yana Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi gerçekleştirmeye devam ediyor. 1055. haftalarında da meydanda yer aldılar.
Polis bariyerleri nedeniyle alana giremeyen kayıp yakınları, meydanın girişinde düzenledikleri basın açıklamasında, 1995 yılında Diyarbakır’da gözaltında kaybedilen Nurettin Çur için adalet talebini yineledi.
Açıklamada, “Kayıplarımızın ardından bıraktığı derin acıyı bilen bizler, savaşların ve çatışmaların yarattığı yıkımı en iyi anlayanlarız. Her savaş, yeni kayıplar, yeni yokluklar ve yitirilen yaşamlar demektir” ifadeleri kullanıldı.
“BU TOPRAKLAR ANNELERİN MEZAR ARADIĞI BİR ÜLKEYE DÖNÜŞTÜ”
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’ndan 1055 haftadır gözaltında kaybedilen sevdikleri için seslerini yükselttiklerini, gerçeklerin açığa çıkarılmasını ve faillerin yargılanmasını talep ettiklerini belirtti. İnsanlığa karşı işlenen suçların aydınlatılmasının her toplumun hakkı olduğunu vurgulayan açıklamada, “Kararlıyız; bu topraklarda işlenmiş başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere insanlığa karşı suçların neden ve kimler tarafından işlendiğinin ortaya çıkarılması talebimizi sürdüreceğiz” denildi.
Adalet arayışlarının iktidar değişikliklerinden bağımsız olarak cezasızlık politikalarının devam ettiğine dikkat çeken kayıp yakınları, suçun cezasız kalmasının toplumda yeniden şiddeti ürettiğini ve geleceksizlik hissini artırdığını ifade etti.
NURETTİN ÇUR’UN KAYBEDİLİŞ HİKÂYESİ ANLATILDI
Bu haftaki buluşmada, 28 yaşındaki Nurettin Çur’un 30 yıl önce Diyarbakır Bağlar’da kaybedilişi gündeme getirildi. Bakkal işleten Çur’un, ilk kez baba olacağı için heyecanlı olduğu ve Kürtçe müzik dinlediği gerekçesiyle defalarca tehdit edildiği hatırlatıldı. 27 Haziran 1995’te alışveriş yapmak üzere evinden çıktıktan sonra bir daha geri dönmedi. Ailesi, günler sonra onun kaybolduğunu fark edebildi. 15 gün sonra gelen bir telefonla “Oğlun elimizde” denildi, ancak yapılan tüm başvurular yanıtsız kaldı. Nurettin Çur’dan bir daha haber alınamadı.
“FAİLLER CEZASIZLIKLA ÖDÜLLENDİRİLDİ”
Açıklamada, dönemin Diyarbakır’ında köy yakmalar, işkenceler ve gözaltında kaybetmelerin devlet politikası olarak uygulandığı belirtildi. “Bu suçlar hakkında etkin bir soruşturma başlatılması gerekirken, yargı makamları bu suçların üzerini örtmüştür. Failler cezasızlıkla ödüllendirilmiştir” denildi.
“DEVLETİN HUKUKLA BAĞLI OLMASI BARIŞIN ADIDIR”
Açıklamanın sonunda, temel hak ve özgürlüklerin ancak hukuk devleti ilkesinin geçerli olduğu bir ortamda korunabileceği ifade edilerek şu mesaj verildi:
“Devletin hukuka bağlı olduğu, yargının her türlü etkiden bağımsız çalıştığı, hukuk kurallarının herkese eşit uygulandığı ve herkes için hukuk güvenliğinin sağlandığı bir düzenin adı barıştır. Kaç yıl geçerse geçsin, Nurettin Çur için ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.”
