Saadet Partisi Lideri Mahmut Arıkan, D-8 Teşkilatı’nın Türkiye liderliğinde bir ortak savunma gücüne dönüşmesi gerektiğini vurguladı. Arıkan, silahlı insansız hava araçları, kara ve deniz sistemleri ile siber güvenlik ve lazer teknolojilerinin ortak geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca entegre hava savunma sistemleri, ortak tatbikatlar ve stratejik altyapı güvenliğinde iş birliğinin önemine dikkat çekti.
Arıkan, Ebrehe’nin büyük ordusunu yenen ebabil kuşları olayını hatırlatarak, böcek büyüklüğündeki SİHA’larla yapılacak savaşlara karşı İslam dünyasının birleşik hareket etmesi gerektiğini belirtti. Saadet Partisi Genel Başkanı, D-8 Teşkilatı’nın 28. kuruluş yıldönümü vesilesiyle, Milli Gazete’de yayımladığı yazısında önemli uyarılarda bulundu. “Ebabil Kuşlarından 21. Yüzyılın Dronlarına: Yeni Nesil Savaşlara Hazır Olmak” başlıklı yazısında, geleneksel savaş anlayışının geçerliliğini yitirdiğini ve İslam dünyasının yeni tehditlere karşı ortak bir savunma vizyonu geliştirmesi gerektiğini ifade etti.
Savaş alanında basit ama etkili yöntemlerle büyük sonuçlar elde edilebileceğine dikkat çeken Arıkan, “Ebrehe’nin fillerden oluşan ordusunu, minicik kanatlarıyla ebabil kuşları yok etmişti. Günümüzde bir düğün dronu, milyar dolarlık savaş jetlerini etkisiz hale getirebiliyor. Silahlı insansız deniz araçları, devasa uçak gemilerinin kabusu haline gelebiliyor. Yakında böcek büyüklüğündeki SİHA orduları, stratejik hedefleri ya da nükleer silahları kolaylıkla imha edebilir. Peki, buna hazır mıyız? Nasıl bir hazırlık süreci yürütmeliyiz?” ifadelerini kullandı.
Savunma sanayisinin, tüm siyasi partiler ve toplumun her kesimi için milli bir mesele olduğunu vurgulayan Arıkan, bu konunun iktidar-muhalefet veya sağ-sol meselesi olmadığını, ülkenin bekası, toprakları ve bayrağının yanı sıra gelecek nesillerin de meselesi olduğunu belirtti. Her saniyenin daha da kıymetli hale geldiği bu süreçte, “Peki ne yapıyoruz? Tek başımıza bu yükü kaldırabilir miyiz? Yakın geçmişte önemli ilerlemeler kaydettik. İyi insanlar artık yalnız değil, savunma sanayimizin gözde projeleri sayesinde daha güçlü hale gelebiliyoruz. Ancak bu süreç tek başına yürütülemez” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Arıkan, İslam dünyasının devasa potansiyelinden caydırıcı bir sinerji üretilmesi gerektiğini ifade ederek, “D-8 Ortak Savunma ve Teknoloji İttifakı”nın bir an önce kurulmasını önerdi. Bu yapının yalnızca bir danışma forumu olmaması, aynı zamanda somut askeri-sanayi kapasitesi inşa eden merkezi bir karargâhı bulunması gerektiğinin altını çizdi. Üye ülkelerin savunma bütçelerinin belirli bir yüzdesinin ortak AR-GE ve üretim projelerine aktarılması gerektiğini belirtti.
Ayrıca, “D-8 Savunma Teknolojileri Fonu” kurulmasının önemine de değinen Arıkan, bu fonun ortak projeleri destekleyerek özel sektör ve akademiyi teşvik etmesi gerektiğini ifade etti. Üye ülkelerin özel kuvvetleri ve teknik ekiplerinin yeni nesil tehditlere karşı ortak tatbikatlar yapmaları gerektiğini vurguladı. Stratejik kaynakların güvenliği konusuna da değinerek, enerji nakil hatları ve kritik altyapıların korunması için ortak protokoller geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
Savunma gücünün her şeyi belirlediği günümüzde, D-8’in İslam dünyasının birliğinin somut adresi olması gerektiğini ifade eden Arıkan, Türkiye’nin mevcut savunma kapasitesiyle bunu gerçekleştirebilecek potansiyele sahip olduğunu kaydetti. Arıkan, “Savunma gücümüzün her şeyi belirlediği bir ortamda D-8, İslam dünyasının birliği için hızla önemli bir adres olmalıdır. Eğer bu işe hayal gözüyle bakmaya devam edersek, bir gece ansızın bir tehlikeyle karşılaşabiliriz” dedi.
