Cumhurbaşkanlığı aday ofisinin açılışını gerçekleştiren CHP, ağustos ayı boyunca çeşitli toplumsal kesimlerle bir araya gelerek seçim çalışmalarına hız verecek. Milletvekilleri ve Parti Meclisi üyeleri, hükümet programı hazırlığı çerçevesinde sosyal ve ekonomik talepleri dinlemek amacıyla birçok farklı grup ile görüşmeler yapacak. Bu süreçte, yurttaşların öneri ve eleştirileri de dikkate alınacak.
Partinin hazırladığı bilgi notları, 19 Mart süreciyle ilgili önemli detayları içerecek. Bu belgelerde, belediye başkanlarının somut deliller olmadan tutuklandığı, gerçekleştirilen operasyonların siyasi motivasyon taşıdığı ve kamuya olan toplam maliyetin 3,9 trilyon TL olduğu vurgulanacak.
CHP, tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyasını yürütmek ve iktidar programını oluşturmak amacıyla Cumhurbaşkanlığı Aday Ofislerinin ilki dün Ankara’da açıldı. Parti, yaz dönemi için çalışma programı da belirledi. Bu çerçevede, Parti Meclisi üyeleri ve milletvekilleri ağustos ayı boyunca Türkiye’nin dört bir yanına dağılarak sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, esnaf ve iş insanlarıyla bir araya gelecek.
Partililer, buluştukları gruplarla ekonomik ve sosyal sorunları, güncel siyasi tartışmaları ele alacak. Beklentiler ve eleştiriler bu süreçte not edilecek. Meclis’in yaz tatilinde kapalı olmasına rağmen, CHP’li milletvekilleri salı, çarşamba ve perşembe günlerinde görevlendirildikleri illerde bulunacak. Her hafta salı günleri, il başkanlıklarında basın toplantıları düzenleyerek kamuoyunu bilgilendirecekler. Hafta sonunda ise saha çalışmalarının sonuçları genel merkeze raporlanacak.
SORUŞTURMA İDDİALARI SOMUT ÖRNEKLERLE ÇÜRÜTÜLECEK
Saha çalışmaları çerçevesinde, CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarla ilgili bilgilendirme yapılacak. Yurttaşlara, bu operasyonların siyasi kaygılarla yapıldığı, somut deliller olmadan gizli tanık ifadeleriyle tutuklamaların gerçekleştirildiği ve tutuklananlara baskılar yapıldığı aktarılacak. Özellikle Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ve İBB Medya A.Ş. eski genel müdürü İpek Elif Atayman’a yönelik tepkilere neden olan uygulamalar örnek olarak gösterilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik iddialar, “Kültür A.Ş. reklam alanları usulsüz kullanıldı” şeklinde ortaya atılmasına rağmen, bu durumun Sayıştay denetiminden geçtiği belgelerle kanıtlanacak.
“İhaleler çetelere verildi” denildiği halde, söz konusu iş insanının 95 AKP’li belediyeden ihale aldığının, sadece CHP’li 5 belediyeye operasyon yapıldığının altı çizilecek. “Rüşvet karşılığı imar izni verildi” iddialarının, o iznin seçim gecesi AK Partili Meclis üyeleri tarafından oybirliğiyle verildiği hatırlatılacak. Ayrıca, iddialardaki çelişkiler; önce “turp” denip sonra “ahtapot” olarak tanımlanan, en son ise hayali bir yapı olan “Sistem” kavramı ile örgüt varlığı iddiasının somut örneklerle çürütüleceği ifade edilecek.
19 MART SÜRECİNİN EKONOMİK MALİYETİ
Diğer yandan, hazırlanan bilgi notlarıyla 19 Mart sürecinin ekonomik maliyeti de yurttaşlara aktarılacak. Vekiller ve partililer, yurttaşlarla Merkez Bankası’nın yüksek faizle biriktirdiği rezervlerin siyasi amaçlarla kullanıldığına dair verileri paylaşacak. 19 Mart – 2 Mayıs döneminde döviz piyasasına yapılan müdahalelerin toplamda 60 milyar doları bulduğu belirtilecek. Enflasyon beklentilerinin yükseldiği, İmamoğlu’nu siyasetten tasfiye etmek amacıyla yürütülen kumpasın Türkiye’ye toplamda 6 trilyon TL (150 milyar dolar) gibi dev bir maliyet getirdiği ifade edilecek. Her bir yurttaşın bu süreçteki maliyetinin 70 bin TL olduğu da vurgulanacak. Kumpasın kamuya toplam maliyetinin 3,9 trilyon TL, özel sektöre maliyetinin ise 2,1 trilyon TL olduğu bilgileri paylaşılacak. Bu durum, Türkiye ekonomisinde uzun süredir devam eden güvensizliği daha da derinleştirmiştir.
