Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde Nisan ayında meydana gelen zirai don olayı, bölgeye özgü Dalbastı kirazında önemli verim kayıplarına yol açtı. Şimdi, üreticiler bir başka sorunla karşı karşıya: tarımsal ilaç krizi. Avrupa ve ABD’de yalnızca hayvan sağlığında kullanımına izin verilen Etofenprox + Pyriproxyfen etken maddeli tarım ilacı, Türkiye’de kiraz dahil birçok meyve ve tarım ürününde kullanım izni aldı. Zirai donun ardından üreticiler toparlanma çabası içindeyken, bu tartışmalı ilacın Dalbastı kirazının güvenilirliği, tüketici sağlığı ve dış pazarlardaki itibarı üzerindeki etkileri merak ediliyor. Peki, bu yeni karar tescilli Dalbastı kirazını nasıl etkileyecek?
Tarımdanhaber.com’un haberine göre, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bitki koruma ürünleri ruhsatlandırma sürecinde dikkat çekici bir skandal ortaya çıktı. Bitki Koruma Ürünleri Ruhsatlandırma Komisyonu tarafından daha önce reddedilen Etofenprox ve Pyriproxyfen karışımı, sonrasında ruhsatlandırıldı.
Bu karışım, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından tarımsal kullanım için onaylanmamış durumda. Sadece veteriner hekimlikte, örneğin köpeklerdeki pire ve kene kontrolü gibi alanlarda kullanılmakta. Ancak Türkiye’de kiraz, şeftali, bağ ve pamuk gibi ürünlerde kullanımına ruhsat verildi.
Aktif madde yükü üç katına çıktı
Pyriproxyfen, tek başına dut kabuklu biti, armut psillidi ve unlu bit gibi zararlılara karşı etkili bir madde. Fakat Etofenprox ile birleştiğinde, aktif madde miktarı birim alanda 5 gramdan 15 grama çıkıyor. Bu durum, pestisit kalıntısı riskini artırarak çevre ve halk sağlığı açısından ciddi tehdit oluşturuyor.
Biyolojik mücadele ile çelişiyor
Bakanlığın uzun süredir desteklediği biyolojik ve biyoteknik mücadele politikaları, bu karışımın ruhsatlandırılmasıyla olumsuz bir etki altına girmiş durumda. Entegre mücadele yaklaşımında zirai ilaçlar, en son çare olarak ve çevreye, yararlı böceklere en az zarar veren ürünler olarak tercih ediliyor. Ancak bu ruhsat ile birlikte, etkisi daha fazla olan geniş spektrumlu bir ilaç doğrudan stratejik ihracat ürünlerine uygulanabilir hale geliyor.
Özellikle bağda unlu bitlere karşı hâlâ biyolojik ve biyoteknik mücadele yürütülmesine rağmen, bu karışımın Türkiye’de üzüm, kiraz, şeftali ve pamukta ruhsat alması, ekosistem dengesi açısından ciddi soru işaretlerine yol açıyor.
Önce ret, sonra ruhsat
Bu karışımın komisyonda ilk değerlendirmede reddedilmesi, akabinde ruhsat alması dikkat çekici. Türkiye’nin ihracat ürünlerinin pestisit kalıntısı yüzünden sınırdan döndüğü bir dönemde, böyle bir karar alınması “hangi teknik gerekçeyle” sorusunu gündeme getiriyor.
Tarım çevreleri, bu ruhsatlandırma sürecinin hem biyolojik mücadele politikalarına hem de ihracat stratejilerine ciddi zarar verebileceği uyarısında bulunuyor.