Tarım Bakanı Yumaklı’dan yeni düzenleme: Zirai ilaçlar B-Reçete ile alınacak
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, zirai ilaç kullanımında yeni bir dönemin başladığını açıkladı. Bakan Yumaklı, üreticilerin zirai ilaçları artık yalnızca “B-Reçete” adı verilen sistem üzerinden, reçete karşılığında bayilerden alabileceğini duyurdu.
Yeni uygulamaya göre üretici, ilacı hangi bitkide, hangi alanda kullanacağını önceden bildirerek reçete oluşturacak. Bayiler de yalnızca bu reçeteye uygun ilaçları satabilecek. Yumaklı, bu adımın pestisit kullanımını azaltmayı ve sürdürülebilir tarımı desteklemeyi amaçladığını ifade etti.
Kuraklık ve su yönetimi gündemde
Bakan Yumaklı, Türkiye’nin su kaynaklarına da dikkat çekerek, “Türkiye su zengini bir ülke değil. Belediyelerin işletme planlarına uyması gerekiyor” dedi. İzmir’i örnek gösteren Yumaklı, “İzmir’in 100 günlük suyu, kaynağından vatandaşa ulaşmadan kayboluyor. Bu tamamen bir işletme sorunu” ifadelerini kullandı. DSİ’nin yatırımlarıyla sorunların azaltılması için çalışmaların sürdüğünü aktardı.
Su ürünleri ihracatı 2 milyar doları aştı
Tarım Bakanı, Türkiye’nin yıllık su ürünleri ihracatının 2 milyar doları geçtiğini belirterek, Senegal ile stratejik bir anlaşma planlandığını açıkladı. Yumaklı, “Anlaşma sağlanırsa Türkiye için önemli bir fırsat doğacak” dedi.
“Pestisitin azaltılması önemli ama üretim korunmalı”
Sonmühür’den Begüm Mol’un haberine göre, Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Bülent Oray, B-Reçete uygulamasına ilişkin değerlendirmesinde pestisit kullanımının azaltılmasının önemli olduğunu ancak üretimin de doğru zamanda, doğru dozda yapılan ilaçlamalarla sürdürülebileceğini vurguladı.
Oray, “Olması gereken bir şey aslında çünkü sonuçta bu insanların tükettiği ürünlere atılan bir şey. Hastalıkların önlenmesi için pestisitin azaltılması iyi ama üretim için uygun zamanda, uygun dozda ilaçların kullanılması gerekiyor. Bunlar kullanılmadığında üretim yapılamıyor” dedi.
Üretimde denge unsuru olarak mühendislerin rolüne işaret eden Oray, “Bu reçeteyi yazarken mühendis arkadaşların sürece dahil olmasıyla fazla ilaç kullanımının da önüne geçilir” diye konuştu.
“Pestisit sorunu buzdağının görünen kısmı”
Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, yalnızca reçete düzenlemesiyle sorunun çözülemeyeceğini belirtti. Pestisit meselesinin halk sağlığı ve çevreyi doğrudan etkileyen çok boyutlu bir sorun olduğunu kaydeden Sındır, “Sayın bakanın açıklaması değerli ama bu, buzdağının görünen kısmıyla uğraşmak demektir. Asıl mesele denetim ve uygulama aşamalarında” ifadelerini kullandı.
Sındır, Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat çerçevesinde pestisit kullanımını %50 azaltma hedefi koyduğunu hatırlatarak, Türkiye’de de üretimden ithalata, kullanımından ihracata kadar bütün sürecin kontrol altına alınması gerektiğini söyledi.
Kaçak yollarla ülkeye giren ve merdiven altı satılan pestisitlerin büyük risk oluşturduğunu vurgulayan Sındır, “Reçete sistemi tek başına yeterli değil. Avrupa’da ilaç uygulama makineleri dahi düzenli denetleniyor. Bizde yapılmazsa sistem yetersiz kalır” dedi.
Hasat öncesi uygulama ve kalıntı riski
Pestisitlerin etiketlerde belirtilen hasat öncesi bekleme sürelerinin hayati önem taşıdığını belirten Prof. Sındır, “15 gün beklenmesi gereken bir ilacı 5 gün kala uygularsanız, ürün sofraya zehirli kalıntılarla gelir. Bu da halk sağlığı için ciddi risk demektir” dedi.
Türkiye’den ihraç edilen ürünlerde kalıntı nedeniyle geri çevrilme oranlarının azaldığını ancak iç piyasada kontrollerin yetersiz olduğunu söyleyen Sındır, “Her parti üründen rastgele numune alınarak kalıntı analizi yapılmalı. Tarımda kullanılan kimyasallar ilaç değil, aslında zehir. Doğru ürün, doğru yöntem, doğru zamanlama ve sıkı denetim şart” ifadelerini kullandı.
