Yılbaşına henüz aylar olmasına rağmen, milyonlarca asgari ücretli ve özel sektör çalışanı, gelecek zam oranını merakla bekliyor. Hayat pahalılığının etkisiyle alım gücünün her geçen gün azalması, beyaz yakalılar da dahil olmak üzere birçok çalışanın maaşlarının belirlenmesinde cari asgari ücretin esas alınmasına neden oluyor.
Asgari ücrete bağlı olarak iş göremezlik ve işsizlik ödenekleri gibi pek çok yardım, gelir, idari para cezası ve işveren maliyetleri mevcut. Bu koşullar altında gerçekleşecek zam, toplumsal ve ekonomik açıdan büyük bir önem taşıyor.
Peki, yılbaşında asgari ücrete ne kadar bir artış yapılması bekleniyor? Sosyal Güvenlik uzmanı İsa Karakaş, bu konudaki görüşlerini paylaştı.
İşte Karakaş’ın milyonlarca çalışanı ilgilendiren değerlendirmeleri:
‘ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRININ BİLE GERİSİNDE’
“Tüm emeklilerin, memurların ve kamu işçilerinin maaşlarına yıl içinde iki kez güncelleme yapılmasına rağmen, enflasyonun etkileri nedeniyle asgari ücrete güncelleme yapılmaması, asgari ücretlilerin geçim sıkıntılarının artmasına sebep olmuştur. Bugün itibarıyla asgari ücret, açlık sınırının yüzde 80’ine kadar gerilemiştir.”
YÜKSEK ENFLASYONA RAĞMEN ARA ZAM YAPILMADI
Geçen yıl da asgari ücretliler en çok mağdur olan grup oldu. Zira, 2024 Temmuz ayında memurlara, kamu işçilerine ve tüm emeklilere maaş güncellemesi yapılırken, yüksek enflasyon rakamlarına rağmen asgari ücretlilere herhangi bir güncelleme yapılmadı.
Üstelik TÜİK’in verilerine göre 2024 yılı enflasyonu yüzde 44,38 olmasına rağmen, 2025 yılı için asgari ücrete yalnızca yüzde 30 oranında bir artış yapılmıştır. Bu durum, asgari ücretlilerin resmi verilerle yüzde 14,38 oranında gerçekleşen enflasyonun altında güncellemeyle karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Bu kayıpların telafi edilememesi, asgari ücretlilerin alacaklı bir durumda olduğunu ortaya koyuyor.
2024 yılında net 17 bin 2 TL olan asgari ücret, 2025 yılı için gerçekleşen enflasyon ve beklentilerin çok altında, yalnızca 22 bin 104 TL olarak belirlenmiştir.
ZAMLARLA MUM GİBİ ERİDİ
Yeni asgari ücret, işçilerin cebine girmeden kamu ve özel sektör zamlarıyla birlikte hızla eridi. 2024 yılındaki satın alma gücünün de altında kalmıştır.
2025 yılının ilk ayında asgari ücretlinin cebine girmeden yüzde 5,03’lük kısmı erimişken, Temmuz ayında bu oran yüzde 16,67’ye çıkmıştır. Geçen yıl yayımlanan Orta Vadeli Program’da (OVP) yüzde 17,5 olarak belirlenen 2025 yıl sonu enflasyon hedefi, yeni OVP’de yüzde 28,5’e yükseltilmiştir.
TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre ise TÜFE yıl sonu artış beklentisi yüzde 29,86 olarak tahmin edilmektedir.
ASGARİ ÜCRET YİNE AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALACAK
Türk-İş’in en son ağustos ayı itibarıyla açıkladığı aylık gıda harcaması üzerinden hesaplanan açlık sınırı 27 bin TL’yi aşmıştır.
Asgari ücretin mevcut yasal düzenlemelere uygun olarak, gıdanın yanı sıra konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçları asgari düzeyde karşılaması beklenmektedir. Ancak bugünkü koşullarda olması gereken miktar, Türk-İş’in açıkladığı bekâr bir işçinin yaşama maliyeti olan 34 bin 981 TL’dir. Bu durumda, mevcut asgari ücret ile arasındaki fark 12 bin 877 TL’dir; yani bu rakamın yüzde 63’üne denk gelmektedir.
Yeni asgari ücretin 2026 Şubat ayında işçilerin cebine girmesi düşünüldüğünde, bu farkın daha da açılması beklenmektedir.
Asgari ücretin yasal tarifine göre olması gereken miktar, açlık sınırının altında kalmayı sürdürecektir. Bu durum, yeni asgari ücretin dahi çalışanların sadece zorunlu gıda ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalacağını açıkça ortaya koymaktadır.
Son yıllarda giderek kötüleşen gelir dağılımı nedeniyle asgari ücretliler aleyhine oluşan yüksek gelir eşitsizlikleri ve fakirleşme ile ekonomik dengelerin korunması göz önünde bulundurulduğunda, asgari ücretin en azından açlık sınırına göre belirlenmesi büyük bir ihtiyaçtır. Ancak bu konuda da adım atılmayacağı açıktır.
Yeni asgari ücretin işçilerin cebine gireceği 2026 Şubat ayında, Türk-İş tarafından açıklanacak açlık sınırının altında belirleneceğini söyleyebiliriz.