USD38,85
%-0.01
EURO43,77
%0.90
CHF46,66
%0.55
GBP51,98
%0.71
EURO/USD1,13
%0.80
BIST9.668,36
%1.33
Petrol65,33
%-0.12
GR. ALTIN4.035,10
%0.85
BTC4.781.285,88
%1.42
Prof. Dr. Aydemir Ölmez
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Hizmet Anlayışı !!

Hizmet Anlayışı !!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Siyaset, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak, sosyal adaleti sağlamak ve refahı artırmak için yapılan hayati bir faaliyettir. Sıradan vatandaştan aileye, kasabadan şehre, oradan da tüm ülkeye uzanan ölçekte düşündüğümüzde, toplumsal ilerleme ve gelişme siyasetsiz mümkün değildir. Ne kadar sevimsiz görünse de, hayatımızı sürdürebilmenin vazgeçilmez araçlarından biri olarak karşımıza çıkar. Daha önce kaleme aldığımız bir yazıda da buna dikkat çekmiş, siyasetin asli işlevine vurgu yapmıştık.

Ancak son yirmi üç yılda, özellikle AK Parti iktidarında yaşanan kurumsal erozyon, bu idealin tam tersine bir tabloyu önümüze koydu. Bu dönemde siyasetin halk için hizmet üretme aracı olmaktan çıkarak, kişisel çıkarların aracı haline gelmesine tanık olduk. Halkın umutlarıyla oynanarak, sahte vaatler ve algı oyunları üzerinden yürütülen bir siyaset tarzı egemenlik kazandı.

Türk edebiyatının unutulmaz karakterlerinden biri olan Zübükzade İbraam, ne yazık ki roman sayfalarından çıkıp gerçekliğimizin bir parçası haline geldi. Aziz Nesin’in hicvettiği bu çıkarcı figür, zamanla yalnızca bir birey değil, bir zihniyet biçimi olarak topluma nüfuz etti. Siyaseti içten içe kemiren korupsyon (yolsuzluk) ve dejenerasyon (yozlaşma), neredeyse kurumsal bir kimliğe büründü. Bu durum, halk arasında haklı olarak “zübükleşme” kavramıyla anılır hale geldi. Artık “zübük” dendiğinde, sadece bir edebi karakter değil; rant peşinde koşan, kasaba politikacılığına saplanmış siyasetçiler akla geliyor.

Oysa siyaset, halkın sorunlarını çözme sanatı olmalıydı. Bugün ise bu ideal, “zübükleşme” diye adlandırılabilecek bir çürüme biçimiyle gölgeleniyor. Zübük; çıkarı uğruna her kılığa giren, ilkesizlikten medet uman, halkı kandırmayı başarı sayan bir tiplemedir. Bu tipleme artık sadece romanlarda değil, televizyon ekranlarında, meclis kürsülerinde, meydanlarda karşımıza çıkıyor.

Zübükleşmiş siyasetçi için ahlak, yalnızca işine geldiğinde başvurduğu bir vitrindir. Dün savunduğuna bugün karşı çıkar, bugün yerdiğini yarın baş tacı eder. Halkın değerleri, inançları ve umutları onun için sadece araçtır. Seçimden seçime maskesini takar, oyları toplar; sonra sırtını döner. Hesap vermez, utanmaz; hatta eleştirildiğinde mağduriyet hikâyeleriyle sempati toplamaya çalışır.

Bu zihniyetin hâkim olduğu siyaset anlayışı, demokrasiyi zayıflatır ve halkın devlete olan güvenini örseler. Zübükleşmenin egemen olduğu bir düzende liyakat değil dalkavukluk ödüllendirilir. Gerçek hizmet değil, algı yönetimi öncelik kazanır. Oysa bir ülkenin kalkınması, dürüst, ilkeli ve hesap verebilir yöneticilerle mümkündür.

Toplum olarak bu çürümeye karşı uyanık olmalıyız. Siyasi etik değerleri yücelten, kamusal sorumluluğu öncelik haline getiren, çıkar yerine hizmeti temel alan anlayışları desteklemeliyiz. Aksi takdirde, sadece yönetilenler değil, yönetenler de çürür.

Unutmayalım: Zübüklüğün normalleştiği bir siyaset, sadece bugünü değil, geleceğimizi de zehirler.

Kalın Sağlıcakla

Hizmet Anlayışı !!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yazıhan Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!