Hayatta zorluklarla hiç karşılaşmamış olsaydık şu an olduğumuz kişi olabilir miydik?
En kolay yolları keşfetmek mi maharet yoksa zorlukları kolay kılmak mı? En önemlisi de zorluklar aşılması gereken birer engel mi yoksa özünde dersler barındıran yolculuklar mı?
Hayatın ne kadar kolay olduğunu söyleyen birine ben henüz denk gelmedim. Hayatın kolaylıklarla değil zorluklarla bezeli bir yol olduğu doğrudur. Doğduğumuz andan itibaren başlar bu yolculuğumuz. Bizler bu yolculukta zorluklara karşı verdiğimiz tepkilere göre şekilleniriz.
Kimimiz zorlukları bitiş noktası olarak görür kimimiz başlangıç olarak görürüz.
İşte bu bakış açısı bizi olduğumuz kişiden, olmak istediğimiz kişiye taşıyan en önemli noktadır. Bu ayrıntı fark edildiği an zorlukların bizim dönüşümüz için çok kıymetli bir fırsat olduğunu anlarız.
Aynı zorlukları hayatta bir çok kez yaşayabiliriz. Sevdiklerimizi yeniden kaybedebiliriz, işimizi kaybedebiliriz, düzenimizi kaybedebiliriz, yarı yolda bırakılabiriz, umutlarımız yıkılabilir, çaresiz kalabiliriz…
Hani çok klasik bir laf vardır ya ‘’hayat devam ediyor’’. Evet hayat devam ediyor ve devam ettiği sürece de bir yerde bizi bekleyen fırsatlar var, bir umut var demektir.
Kim olduğumuzun en açık tarifidir zorluk;
Zorluklara verdiğimiz tepki bizim asıl kimliğimizdir. Kim olduğunuzu unuttuğunuz an en zorlandığınız ana bakın ne hissettiniz, nasıl tepki verdiniz, pes mi ettiniz, yoksa yola devam mı ettiniz?
Burada en can alıcı soru geliyor aklıma.
Zorluklar mı bizi değiştiriyor yoksa biz mi zorlukları değiştiriyoruz*
Kendi hayat yolculuğuma bakarak cevap vermek istiyorum gül bahçesinde yürümedim. Çocukluktan beri hep çok mücadele ettim hep çok çalıştım hala da öyleyim.
Hani bir söz vardır ya gelişi güzel öylece kullanılan ‘’hayat sana güzel’’ görünen kısmı ile yorum yapmak en tehlikeli olanıdır bu yüzden bu konuda çok hassas olunmalı diye düşünürüm her zaman, bana gün hep erken başladı takip ettiğim bir dizi olmadı mesela, yarın yaparım lüksüm hiç olmadı mesela.
Ancak bu durum beni ne kadar çok beslediğini ve ne kadar çok beni ben yaptığını şimdilerde daha iyi anladığımı söyleyebilirim.
Zor anların geçmeyeceğini düşünüp hayatın zorluklardan ibaret olduğuna kendini inandırırsan mücadeleyi bırakıp zorluğun hayatına nüfuz etmesine izin verirsin.
Ancak reddedersen, kapını çalan her zorluğun gelip geçici olduğunu anlarsan kazanan sen olursun.
Okuduğum kitaplardan birinde yazar şöyle diyordu ”Sıkıntıyı misafir etme, onu ağırlama, çay kahve ikram etme.Bırak gitsin kalması için ısrar etme.
Zorluklara hükmeden kolaylıklara ulaşır.