Drejan halı ve kilimi sadece iplikten ve tezgahtan ibaret bir dokuma değil; binlerce yıllık doğa bilgeliğinin ve kadın emeğinin bir yansımasıdır. Bu kültürel mirasın temel taşlarından biri hiç şüphesiz ki renklerdir. Drejan Coğrafyasının bitki örtüsü, dağ havası ve yüzyılların zanaatkarlığı, halıya rengini sadece görünüş olarak değil anlam olarak da verir.
Toprakla Boyanmış İlmekler
Drejan halı ve kilimlerinde kullanılan renkler, doğayla kurulan kadim bir ilişklinin ürünüdür.
Drejanlı kadınlar boya kazanını doğadan kaynatır. kızılcık çiçeği, papatya saman külü, soğan kabuğu koyun sidiği, pelit külü ve sordar ağacı kabuğu renk paletlerinin ana kaynağıdır.
Her bir bitki, her bir madde, renge dönüşürken, aynı zamanda bir duyguyu da temsil eder.
Ana Renkler ve Anlamları
Siyah: Siyah kuzuların doğal yününden elde edilir. Hiçbir boya işlemi gerektirmez. Drejan kültüründe siyah; hüznü, kaybı ve ağır başlılığı temsil eder.
Beyaz: Temizlik, saflık ve doğallığın rengidir. Genellikle kuzulardan kırpılan yünden üretilir.
Gri (Sıçan Tüyü): İlk Kırk günlük kuzuların yününden elde edilir. Doğal nötr bir ton olan gri, sabrın ve geçişin sembolüdür.
Kırmızı: En dikkat çekici renklerden biri olan kırmızı, Yazıhan Ovasındaki Durucasu (Birmik) Köyünde yetişen “run” bitkisi sordar ağacının kabuğu ile elde edilir. Kırmızı, aşkı, kanı, saadeti ve kadının doğurganlığını temsil ediyor.
Kahverengi: deve tüyü, toprağın doğallığı ve sadeliğin rengidir.
Yeşil: Umudu ve doğayı, ve yaşamı simgeler.
Lacivert Çivit Yapay boyanın kullanıldığı tek renktir. Ancak burada geleneksel bir yöntemle mordonlama denilen işlemler zinciriyle yapılır.
Ham ip, pelit külünden yapılan bulamaçta bekletilir, kurutulur ve ardından çivit boyası ile boyanır. Lacivert, gökyüzünü temsilini ve sonsuzluğu ifade eder.
Kazanlar küller ve kazanılmış bilgelik
Drejanda boya hazırlamak, sadece teknik bir iş değil. Aynı zamanda nerdeyse kutsal bir ritüeldir.
Toplanan bitkiler büyük kazanlarda saatlerce kaynatılır. Renklerin daha kalıcı olabilmesi için doğal sabitleyiciler kullanılır. Koyun sidiği, pelit külü, saman külü gibi. Bu maddelerle yapılan boyalar yüzyıllardır solmaz akmaz. Çünkü doğa doğaya küsmemeyi bilir
Taşa Çizilen Hatıralardan Tezgaha İşlenen Motiflerden Hikayelere..
Drejan halı ve kilimleri sadece iplikten değil, anıdan, savaşlardan, doğumdan, ölümlerden ve sevgiden dokunur. Her motif geçmişin bir izini taşır. İlmek ilmek işlenen her şekil, bir Drejan kadınının sesi, bir ananın duası, bir savaşçının hatırasıdır.
Drejan’da ilk desenler Yamadagi’nın eteklerinde mağaralara çizilmiştir, bu mağaraların duvarlarına doğal kalemler kullanılarak şekiller çizilmiş Ardından bu desenler avlanan ceylan ve kurt derilerine aktarılmıştır
Zamanla bu motifler kilimlere, sonra da halılara işlenmiştir. Halılar artık sadece yer örtüsü değil, bir hikâye anlatıcısıdır. Her motif, bir duyguyu anlatır. Drejan halı ve kilim motifleri hayatın tam içindendir.
Doğan çocuk sayısı, göç yollarında yitirilen eşler, tuttuğu yasla tek başına kalmış kadınlar, savaşlarda yitip giden gençler, Barış ve sevinç zamanları, yeni doğan bir bebeğin sevinci, ilk aşkın hatırası. Dağlar, nehirler, kuşlar, ceylanlar…
Bu motiflerin çoğu simgeseldir.
Örneğin Koç Boynuzu; erkek gücünü, savaşı ve cesareti simgeler.
Eli belinde doğurganlığı ve kadının üretkenliğini anlatır.
Su yolu; Göç yollarını ve umudu temsil eder.
Göz motifi nazardan korunmak içindir.
Ceylan figürü zarafeti ve kaybedilen aşkı simgeler.
Desenin dili kadının dilidir. Motifler sadece şekil değildir. Duygunun ve hatıranın dilidir. Halının üstünde işlenmiş küçük bir desen bile bazen doğmamış bir çocuğun duası bazen de geleceğe yazılmış bir mektuptur.
Drejanlı kadınlar zamanla bu motifleri sadece kendileri için değil, bir hafızayı temsil etmeye başlamışlardır.
Bugün o desenlere baktığınızda geçmişin sesini duyasınız. .
Tezgahta başında bir Ömür
Drejan Halı ve kiliminin ve kadınlarının kalbi, tezgah başındaki kadındır.. O sadece dokuyan değil, yaşatan, aktaran, unutmayan ve unutturmayan kişidri.
Her ilmekte kendi hikayesini işler. Sesi çöıkmaz belki ama dokuduğu halı onun konuşan dilidir.
İp, Yün, Sabır
Her şey koyunların kırkılmasıyla başlar.
Baharla birlikte koyunlar ve kuzular kesilir. Yünler kadınlar tarafından yıkanır. Taraktan geçirilir ve eğrilir.
Ardından elde edilen ipler boyamak için hazırlanır. Bu aşamaların tamamı kadınların emeğiyle gerçekleşir.
Tezgah kurulunca artık bir ömür başlar. Kadın, belki haftalarca, aylarca aynı halının başındadır. Her desenin bir anlamı vardır. Yanlış ilmek atmaz, çünkü yanlış desen yanlış hatıra olur.
Kadın Usta Anlatıcı, Hafıza
Drejan kadını sadece dokuyan değil, aktaran bir hafızadır. Onun bildiği motifleri kitap yazmaz. O gözle görür, bellekte tutar. Doğru yere doğru deseni koyar. Çünkü o desenler sadece süs değil bir yaşamın özetidir.
Kadın bazen halıya çocuklarının doğum tarihlerini işler bazen bir sevdiğini kaybetmişse renkli desenlerle yasını anlatır. Sevdiği dağın gölgesini, yaylada gördüğü bir ceylanı, akan suyu ilmek ilmek halıya taşır.
Tezgahta Kadın / Kadında Dünya
Drejan kadını için tezgah bir dünya gibidir. Orada sabır vardır. O yeri geldiğinde savaşta eşini uğurlayan, yer geldiğinde bir halının içinde kendi gençliğini saklayan kadındır.
O yüzden Drejan Halısı sadece yer örtüsü değildir. Bir hayatın, bir halkın bir dağın sesidir.
Bu sesi duyabilmek için sadece bakmak yetmez, hissetmek gerekir.