USD38,85
%-0.01
EURO43,77
%0.90
CHF46,66
%0.55
GBP51,98
%0.71
EURO/USD1,13
%0.80
BIST9.668,36
%1.33
Petrol65,33
%-0.12
GR. ALTIN4.035,10
%0.85
BTC4.625.079,19
%-1.55
Muharrem Kaya
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. GULLENK EMMİ, BABAM VE BEN

GULLENK EMMİ, BABAM VE BEN

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Güzel Zamanlar”

Yazıhan Haber Gazetesi kullanmak üzere kendi sesimden bir şiir istemişti benden. Ben de yapmıştım dediğini. “Gullenk Emmi” başlıklı ağıt şiirimi okumuştum. Unutmuşum, yeni fark ettim. Anonim bir video görüntüsüyle mizanse edip sanal medyada paylaşmış.

İtiraf edeyim, duygulandım izlerken, dinlerken…

Kış bitimi bütün gününü Kuruçay Deresi’ndeki bahçesinde geçirirdi babam. İlk bahar, yaz, sonbahar; ta Aralık’a-Ocak’a kadar, yani karlar yağmaya, kış sertleşmeye başlayıncaya kadar bahçe damında yaşardık ailece.

Kuruçay Deresi cıvıl cıvıl bir akarsuydu o zamanlar. Yama Dağları’nda karlar eridiğinde, dere de; köpüklenir, harlar-horlar, taşar bendini, coşkulu bir nehre dönüşürdü adeta. O denli ki, derenin karşı tarafına geçmek, ancak at ve katır gibi güçlü binek hayvanlarıyla mümkün olurdu.

Sıcak mevsimi batı habitatlarında geçirmiş olan; Telli Turnalar, Yaban Kazları ve Toy gibi, uzun mesafe uçmaya kurdetli göçmen kuşlar üçgen katarlar oluşturur, dere boyunca ilerleyip; Fırat’a, Dicle’ye, Basra Şat-Ül Arap’a, yani kışı geçirecekleri yeni sıcak iklimlere doğru uçarlardı .

Muhteşem bir müzik şöleniydi bu kuşların ötüşleri. Hayran olurdum bu kuş koro ritmine, doyamazdım seyretmeye, dinlemeye… Öncü kuş yorulduğunda, yer değiştirirdi takipçisiyle. Sonra öbürü, sonra bir sonraki… Bu dayanışma ritüeli de bir başka güzeldi.

Ben sekiz-on yaşlarımda olmalıydım. Babama yardım ediyordum bahçemizde her zamanki gibi. Yıkılan surları onarıyoruz, çitleri yeniliyoruz, ağaç diplerini yumuşatıyor, bostan yerlerini belliyoruz.

Bir tüfenk sesi geldi birden. Babam seslendi bana:

-Lawık, bu Gullenk Emmi’n olmalı. Ta kaştan patlattı tüfengini. İyi bir avcıdır o. “Sorwerik” Turna katarını hedefledi. Dere boyunca yürü bir bak aşağıya doğru. Eğer vurduysa kuşu, su kenara atmıştır az ileride.

Yaptım babamın dediğini. Haklıydı babam, Turnayı vurmuştu Gullenk Emmi!…

Çok güzel bir kuş. Hâlâ canlı. Hüzünlüyüm, ellerim titriyor, kıyamıyorum tutmaya! Bir yandan da, buğulu gözlerle Gullenk Emmi’yi izliyorum.

İndi yokuştan aşağıya, dakikalarca dere yatağında gitti geldi. Nice sonra umudu kesildi ve her zaman yaptığı gibi, babama yardım etmek için bahçeye girdi.

-Yaw İwo, kuşu vurdum, suya düştüğünü de gördüm. Ta aşağılara kadar gittim geldim, bulamadım bir türlü.

-Hadi ordan, sen körün tekisin, nasıl göreceksin!… Hem, ta kaştan ateşledin, nasıl vuracaksın onca mesafeden!… Biz sabahleyin bir turna vurduk. Çocuk temizliyor orda. Birazdan bir ateş yakar, közler yeriz beraber!

İçim hiç rahat değil, ama yine de babamın yalanına sahiplendim.

Bütün gün çalıştık üçümüz beraber. Akşama doğru, yani eve gideceğimize doğru yanıma geldi Gullenk Emmi. “Qurraş” derdi bana. Saçlarımı okşadı, yanaklarımdan öptü, “çalışkanım” diye beni methetti. Gidiyordu ki döndü geriye birden:

-Yeğenim, yediğimiz turna benim vurduğum turnaydı. Sanma ki bu Emmi’n babana inandı.

*Kaş: Halk dilinde ovayla-vadinin kesiştiği yere “kaş” denir.

GULLENK EMMİ, BABAM VE BEN
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yazıhan Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!