Boş zaman sosyolojisi açısından toplumsal yapılar ve toplumların gelişim düzeylerine etkileri üzerine kısa notlar

1970’li yıllarda Fransa’da tanıştığım boş zaman sosyolojisi (Fransızca “sociologie du loisir”) kavramı, zihnimde sürekli yer etti. Farklı toplumsal yapıların boş zamanı nasıl değerlendirdiği, toplumsal, ekonomik ve kültürel gelişmelerle sıkı bir ilişki içinde olduğunu gözlemledim.

Geri kalmış veya yeterince gelişmemiş toplumların boş zamana atfettiği anlam ile gelişmiş toplumların yaklaşımları arasında belirgin farklılıklar gözlemledim. Örneğin, gelişmiş ülkelerdeki emeklilerin ulusal ve uluslararası gezilere katılma ya da sosyal ve sanatsal hobiler edinme eğilimleri, Türkiye’deki emeklilerin kahvehanelerde oyun oynama alışkanlıklarıyla karşılaştırıldığında dikkat çekici bir farklılık sunuyor.

Boş zaman sosyolojisi, bu konunun sosyoloji bilimi açısından nasıl yorumlanabileceğini ve farklı toplumsal yapılarla nasıl ilişkilendirilebileceğini anlamaya çalışmamı sağlıyor. Öncelikle sosyoloji biliminin tanımını yapmak gerekiyor.

Sosyoloji Bilimi Nedir?

Sosyoloji biliminin ana konusu toplumların kendisidir. Toplumsal yapılar, toplumsal ilişkiler ve bu ilişkilerden doğan toplumsal gelişme ve değişmeler üzerine odaklanır. Sosyoloji, çeşitli alt dallara ayrılırken, boş zaman sosyolojisi de kültür sosyolojisinden türetilen bir alt bilim dalıdır.

Kültür Sosyolojisi Nedir?

Kültür sosyolojisi, bir toplumda tarihsel süreç içinde oluşan nesnel ve manevi değerlerin, normların ve sembollerin önemini ve etkilerini inceler. Kültürel yapılar, toplumların aynası gibidir. Her toplumun kendine özgü bir yapısı bulunur.

Ulu Önder M.K. Atatürk, “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.” demiştir. Kültürler, tıpkı diğer sosyal kurumlar gibi değişime uğrar. Kültürel dinamikler olumlu yönde değişirse, kültürel yapılar da olumlu dönüşüm geçirir. Olumsuz etkenler ise toplumu geriye götürür.

Bir toplumdaki üretim kültürü kadar, tüketim kültürü ve boş zaman faaliyetleri de kültür sosyolojisinin kapsamındadır.

Peki Boş Zaman Sosyolojisi Nedir?

Boş zaman sosyolojisi; öğrenci, çalışan, emekli, mahkûm, her yaştan bireylerin, olağan iş ve görev saatleri dışında kalan boş zamanlarını nasıl değerlendirdiklerini inceler. Kişilerin dinlenme, yemek ve uyku süreleri boş zaman sayılmaz; boş zaman, normal görevlerin tamamlanmasından sonra kalan zamandır.

Bu bağlamda, bireylerin boş zamanlarını nasıl değerlendirdiği önemlidir. Gerçek boş zamanlarında tembellik yapmak, kitap okumak, sosyal faaliyetlere katılmak ya da sanatsal hobiler edinmek gibi davranışlar, boş zaman faaliyetleri olarak kabul edilir.

  • Küçük çocuklar için boş zaman etkin kullanımı, eğitici ve sosyalleştirici oyunlarla geçirmelerini sağlar. Okul öncesi eğitim, çocukların geleceğe daha iyi hazırlanmaları açısından kritik bir rol oynar.
  • Okul çağındaki öğrenciler için boş zaman, ders ve ödevlerine dolaylı katkılar sağlayacak aktiviteleri içerir. Ancak derslerden kaçmak ya da olumsuz alışkanlıklar edinmek, gençlerin geleceğini olumsuz etkileyebilir.
  • Çalışan bireylerin sınırlı da olsa boş zamanları vardır. Yeni hobiler edinme, sosyal etkinliklere katılma gibi fırsatlar değerlendirilebilir. Ancak işsizlik durumunda bu bireylerin zamanlarını kötü değerlendirme olasılığı artar.
  • Emekliler, boş zaman açısından en fazla fırsata sahip gruptur. Ancak finansal sorunlar, emeklilerin bu zamanı etkin kullanmasını engelleyebilir.

Boş Zamanın Finansmanı Nasıl Olur?

Her faaliyet için zaman kadar para da gereklidir. Kaybedilen para yeniden kazanılabilirken, kaybedilen zaman geri getirilemez. Boş zamanın nitelikli bir şekilde değerlendirilmesi için finansal kaynaklar gereklidir.

Her sosyal grubun boş zamanını verimli geçirebilmesi için yeterli maddi imkânlara sahip olması önemlidir. Para olmadan kültürel etkinliklere katılmak, gezmek veya tatil yapmak mümkün olmayabilir. Yoksulluk ve işsizlik gibi durumlar, bireylerin yasa dışı faaliyetlere yönelmelerine neden olabilir.

Çalışan bireylerin gelir düzeyi düşükse, aileleriyle dışarı çıkmak veya sosyal etkinliklere katılmakta zorluk çekebilir. Emeklilerin durumu da benzer şekilde, düşük gelir düzeyi nedeniyle boş zamanlarını değerlendirmek için yeterli finansmana sahip olamayabilirler.

Boş Zaman ve Ekonomik Gelişme Düzeyi İlişkisi

Gelişmiş bir ekonomik yapı, halkın refah düzeyini artırarak yaşam kalitesini yükseltir. Eğer bir ülke ekonomik açıdan güçlü ise, kişi başına düşen milli gelir yüksekse ve sosyal güvenlik yeterliyse, bireylerin boş zamanlarını değerlendirebilmesi için finansal kaynaklar da mevcut demektir.

Ancak, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde, yüksek enflasyon ve işsizlik gibi olumsuz durumlar, halkın refah düzeyini düşürmektedir. Bu tür toplumlarda boş zaman sosyolojisi açısından finansman olanakları sınırlıdır.

Türkiye’de kişi başına gelir, milli gelir dağılımında adaletsizlik ve orta sınıfın erimesi gibi sorunlar, boş zaman etkinliklerinin finansmanında ciddi engeller oluşturmaktadır.

Genel Değerlendirme

Bir toplumda boş zamanın etkin ve verimli kullanımı, toplumsal gelişimle doğrudan ilişkilidir. Ülkeler, çağın gerekliliklerine uygun olarak geliştikçe, boş zamanın finansmanı da artacaktır. Bu durum, toplumsal ve ekonomik yapıyı olumlu yönde etkileyecektir.

Boş zaman sosyolojisi açısından, etkinliklerin yeterli şekilde finanse edilmemesi, bireylerin ve toplumun yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Türkiye’nin durumu, bu açıdan pek iç açıcı değildir ve daha fazla çaba gerekmektedir.

Ancak geleceğe dair umut da vardır; yeter ki gerekli sosyal, ekonomik ve kültürel adımlar atılabilsin.