USD38,85
%-0.01
EURO43,77
%0.90
CHF46,66
%0.55
GBP51,98
%0.71
EURO/USD1,13
%0.80
BIST9.668,36
%1.33
Petrol65,33
%-0.12
GR. ALTIN4.035,10
%0.85
BTC0,000000
%0
  1. Haberler
  2. SİYASET
  3. DEM Parti’den 10. Yargı Paketine Sert Eleştiri

DEM Parti’den 10. Yargı Paketine Sert Eleştiri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

DEM Parti, AKP’nin Meclis’e sunduğu infaz paketine yönelik eleştirilerini açıkladı.

Partinin Adalet Komisyonu üyesi milletvekilleri tarafından yapılan açıklamada, “10. Yargı Paketi ile adalet duygusu bir kez daha siyasal hesaplara feda edilmiştir” ifadesine yer verildi.

DEM Parti’nin açıklaması şu şekilde gerçekleşti:

“Şubat ayından bu yana kamuoyunun gündeminde olan ve yargı alanında ‘reform’ adı altında sunulan 10. Yargı Paketi Kanun Teklifi, geçtiğimiz perşembe günü saat 15.00 itibarıyla Meclis’e sunulmuştur. Bugün saat 16.00’da Adalet Komisyonu’nda ele alınacak bu teklif hakkında halkımızın beklentilerini, DEM Parti olarak bizim taleplerimizi ve söz konusu düzenlemenin taşıdığı anlamı kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duyuyoruz. Öncelikle belirtmek gerekir ki 10. Yargı Paketi, içinden geçmekte olduğumuz siyasi sürecin hassasiyetlerini gözeterek hazırlanmış bir kanun teklifi değildir. Partimizin defalarca yapmış olduğu görüşmelerde, paketin kapsamının genişletilmesi, demokratikleştirilmesi ve eşitlikçi bir hale getirilmesi için yaptığımız öneriler kabul edilmemiş, değişiklik yapılmamıştır.

10. Yargı Paketi, daha önce çıkarılmış 9 yargı paketinin bir devamı niteliğinde olup, halktan, hukuktan ve mağdur kesimlerden gelen çağrılara kulak tıkayan bir anlayışla hazırlanmıştır. Ancak ortada inkâr edilemeyecek bir gerçek var. 27 Şubat’ta Sayın Öcalan tarafından yapılan Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, tarihsel, siyasal ve toplumsal olarak yeni bir sürecin kapılarını aralamıştır. Ardından gelen 12 Mayıs açıklaması, Türk ve Kürt halkları arasında ortak yaşam umudunu büyüten tarihi bir adımdır. Böyle bir atmosferde, atılacak her yasal adımın onurlu barışa katkı sağlaması ve adalet, eşitlik ile özgürlük duygularını güçlendirmesi beklenmektedir.

Ne var ki, Meclis’e sunulan 10. Yargı Paketi bu beklentileri karşılamaktan oldukça uzak. Bu paket, adil ve eşitlikçi bir yapıya sahip değildir ve hukuka uygunluk taşımamaktadır. Özellikle infaz düzenlemelerinde yapılan değişiklikler, on binlerce mahpus ve aileleri için derin bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Siyasi mahpuslara, hasta mahpuslara ve cezaevinde sistematik ayrımcılığa maruz kalanlara yönelik gerekli iyileştirmeler yer almamaktadır. Mevcut eşitsizlikler daha da derinleştirilmiştir. Paket, Anayasa’ya aykırı, hukuki öngörülebilirlikten uzak, keyfi ve ayrımcı düzenlemeler içermektedir. Geçmiş infaz değişikliklerinden kaynaklanan mağduriyetler hala giderilmemiştir. Adalet duygusu bir kez daha siyasal hesaplara kurban edilmiştir.

Türkiye’de bir adalet krizi yaşandığı aşikâr. Adil yargılanma hakkının sistematik şekilde ihlal edildiği, yargının siyasallaştığı, tutuklamaların ceza yöntemine dönüştüğü ve uzun tutukluluk sürelerinin cezaevlerini doldurduğu bir düzenle karşı karşıyayız. Adalet Bakanlığı verilerine göre, 7 Nisan 2025 itibarıyla cezaevlerinde 403 bini aşkın tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Ancak Türkiye genelindeki 395 cezaevinin toplam kapasitesi 300 binin altındadır. Bu durum, yalnızca fiziki bir doluluğu değil; insan onuru, temel haklar ve hukuk güvenliğini hiçe sayan bir düzeni gözler önüne sermektedir.

İnsan Hakları Derneği’nin Nisan 2025 raporuna göre, Türkiye hapishanelerinde en az 1412 hasta mahpus bulunmaktadır; bunlardan 335’i ağır hastadır. Bu bireyler, yaşam hakkı, sağlık hakkı gibi en temel haklardan mahrum kalmakta; mevcut yasa ile mağduriyetleri daha da artmaktadır. İnfaz düzenlemeleri, bireylerin özgürlüğünü, yaşamını ve sağlığını doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle burada atılacak her adım, Meclis’teki tüm partilerin ve milletvekillerinin vicdani ve siyasal sorumluluğudur. Ancak 10. Yargı Paketi, maalesef yine adaletsizlik, ayrımcılık ve inkâr ile doludur. Bu yasa teklifi, toplumun adalet talebine sırtını dönmüş; demokratik çözümün, toplumsal barışın ve hukuki eşitliğin imkânlarını değerlendirememiştir.

Halkın yıllardır umutla beklediği düzenlemeler bir kez daha kapsam dışı bırakılmış, kamu vicdanı bir kez daha yaralanmıştır. Peki, halk bu paketten ne bekliyordu? Hasta mahpuslara şartsız ve ayrımsız tahliye ve tedavi imkanlarının sağlanmasını, COVID Yasası’ndaki hukuki eşitsizliklerin giderilmesini, hiçbir suç ayrımı yapılmaksızın mükerrerlere ve ikincil mükerrerlere yönelik koşullu salıverme yasaklarının kaldırılmasını talep ediyordu. 2020 tarihli ayrımcı İnfaz Yasası’ndan dışlanan siyasi mahpuslar için eşitlik bekliyordu. Keyfi ve ayrımcı infaz sisteminden kurtulmayı, herkes için hukuka uygun, öngörülebilir ve adil bir infaz sistemine katkı sağlayacak düzenlemeleri talep ediyordu. Bu beklentiler, halkın kendi kendine ürettiği umutlar değil; Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un kamuoyuna verdiği sözlerin bir sonucudur.

Sayın Tunç, Nisan-Mayıs aylarında yaptığı açıklamalarda, “Ceza adaletini daha etkin sağlayacağız”, “İnfaz eşitliği adına önemli düzenlemeler yapacağız”, “Hasta mahpuslarla ilgili olumlu gelişmeler yasa kapsamında yer alacak” demişti. Şimdi buradan soruyoruz Sayın Bakan’a: Bu vaatlerin hangisi 10. Yargı Paketinde yer aldı? Toplumsal barış bu paketin neresinde? Adalet bu maddelerin hangi satır aralarında gizli?

DEM Parti Grubu olarak, katılacağımız komisyon toplantısında izleyeceğimiz yolu buradan ifade edeceğiz. Başta ağır hasta mahpusların konutta infazıyla ilgili İnfaz Kanunu’nun 110. Maddesinin 3. fıkrasında yapılan düzenlemede, ağırlaştırılmış müebbetlere getirilen istisnanın teklif metninden çıkarılması önergesini sunacağız. Ayrıca, ağır hasta mahpuslarla ilgili “toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmama” şeklindeki muğlak ve keyfi şartın kaldırılmasını talep edeceğiz. Kadın, çocuk ve yaşlılar için öngörülen özel infaz usullerinden siyasi mahpusların faydalanmasını engelleyen ayrımcı ifadelerin komisyonda çıkarılması için önergemizi sunacağız. Yeni maddeler ihdas edilmesi için tekliflerimizi de sunacağız. Örneğin, 31 Temmuz COVID Yasası’nın eşitlikçi ve hukuka uygun şekilde düzenlenerek pakete dahil edilmesini isteyeceğiz ve ağır hasta mahpuslarla ilgili “kesin hayati tehlike” ibaresinin “mevcut ağır bir hastalık” şeklinde değiştirilmesini teklif edeceğiz.

Komisyonun ve iktidar vekillerinin halkın eşitlik ve adalet taleplerine kulak vermesi gerekiyor. Çoğulcu, çözümcü ve demokratik bir şekilde önerilerimizin dikkate alınarak paket kapsamının düzenlenmesi için hala geç değildir. Unutulmamalıdır ki komisyonda ve Genel Kurulda bu değişiklikler yapılabilir.

Değerli basın emekçileri, DEM Parti olarak bugüne kadar hiçbir infaz düzenlemesini pazarlık konusu yapmadık. Tüm mahpusları kapsayan, eşit ve adil infaz rejimleri için her zeminde büyük çaba gösterdik. Ancak bu yasada, ne hasta mahpuslara dair insani bir adım var ne de siyasi mahpuslara dair hukuki bir eşitlik. Mevcut iktidar, daha önce bizzat getirdiği COVID Yasası’nı şimdi “idari bir tedbirdir

DEM Parti’den 10. Yargı Paketine Sert Eleştiri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yazıhan Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!