“Cumhurbaşkanına hakaret” ve “yargıyı etkileme” gibi suçlamalarla karşılaşmayı beklediğini ifade eden Erdoğdu, son operasyondaki suçlamaların kendisini şaşırttığını dile getirdi. “Böylesine mantıksız bir suçlama ile karşılaşacağımı düşünmezdim” şeklinde konuştu.
İBB’ye yönelik gerçekleştirilen operasyonların, rejim değişikliğinin en önemli ve stratejik adımlarından biri olduğunu belirten Erdoğdu, bunun bir “yolsuzluk operasyonu” olmadığını vurguladı. “Bu operasyon, muhtemelen kaybedeceklerini düşündükleri seçimleri iptal etmenin ilk adımıdır. Kuvvetler birliğinin ve ikili hukuk sisteminin uygulandığı, daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir rejimle karşı karşıyayız. Yargının, rejimin bir tür disiplin kuruluna dönüştüğü, TBMM’nin ise giderek sembolikleştiği bir ortamda muhaliflere karşı ‘düşman hukuku’ uygulanıyor” ifadelerini kullandı.
CHP’NİN ‘AŞİL’İ HEDEF ALINDI
Ekrem İmamoğlu’nun kişisel özellikleri ve temsil ettiği kurumun kamu gücü nedeniyle CHP’nin “Aşil tendonu” konumunda olduğunu belirten Erdoğdu, bu operasyonun amacının seçim kaybetme korkusuyla CHP’nin “Aşil tendonunu” zayıflatmak olduğunu söyledi. “Erdoğan bu noktayı kesmek zorunda olduğunu hissetti ve bence siyasi hayatının en büyük hatasını yaptı. Siyaset en temel belirleyicidir. Erdoğan, Türkiye ekonomisinin yakında toparlanamayacağını ve seçim tarihine kadar hızla oy kaybedeceğini öngörmüş olmalı. Seçim kaybetme endişesiyle muhalefeti dizayn etmeye başladı. Bu da onun ‘Milli muhalefeti inşa edeceğiz’ şeklindeki söylemiyle kendini gösteriyor. CHP’yi içten bölme çabası içerisinde, parti içindeki kırgınlıkları kullanarak bu planı yürütüyor. Erdoğan bu süreci yürütürken taraflı yargıyı kullanıyor.” şeklinde konuştu.
Erdoğan’ın “CHP” planının kendi çöküş sürecini hızlandıracağını belirten Erdoğdu, “Erdoğan’ın oyları erimeye devam edecek. Seçim kazanma ihtimali azaldıkça operasyonlar artacak. Süreç ilerledikçe tutuklananların dramı büyüyecek. Kendilerinden ve ailelerinden kötü haberler alma korkusuyla büyük bir endişe içindeyim. Bu tür acı olaylar yaşandıkça mevcut ‘siyasi öfke’ daha büyük bir ‘siyasi krize’ dönüşebilir ve bu durum ülkemiz için felaket olur” dedi.