USD38,85
%-0.01
EURO43,77
%0.90
CHF46,66
%0.55
GBP51,98
%0.71
EURO/USD1,13
%0.80
BIST9.668,36
%1.33
Petrol65,33
%-0.12
GR. ALTIN4.035,10
%0.85
BTC0,000000
%0
  1. Haberler
  2. EKONOMİ
  3. Erdoğan’ın Doğurganlık İfadesine Tepki Büyüyor!

Erdoğan’ın Doğurganlık İfadesine Tepki Büyüyor!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Gamze Taşcıer, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı bir etkinlikte dile getirdiği “Doğurganlık hızındaki düşüşün nedeni asla ekonomik değil” ifadesine sert bir yanıt verdi.

“ERDOĞAN REJİMİNİN YARATTIĞI GÜVENCESİZLİK…”

Taşcıer, 2005 yılında 328 lira olan 3 çocuklu bir ailenin bir aylık mutfak masrafının günümüzde 17 bin lira civarına yükseldiğini belirtti. Türkiye’de son 20 yılda mutfak masraflarının 51 kat arttığını ifade eden Taşcıer, “Temel gıda ürünleri 2005’ten bugüne yüzde 2000 ile 6000 arasında zamlandı. Ancak Erdoğan’ın şahsım devletinde doğurganlık hızının düşmesinin tek sebebi kesinlikle ekonomi değil, küresel emperyalizm. Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösteriyorsa, Erdoğan’ın bu iddiasında da bir doğruluk payı var. Bugün Türkiye’de doğum oranının düşmesinin nedenleri arasında ekonomik koşulların yanı sıra Erdoğan rejiminin yarattığı güvencesizlik, belirsizlik ve gelecek kaygısı da önemli bir yer tutuyor” dedi.

“DOĞURGANLIK HIZI ERDOĞAN’IN İLK KEZ CUMHURBAŞKANI SEÇİLDİĞİ 2014’TE GERİLEMİŞ”

Taşcıer, “Verileri incelediğimizde doğurganlık hızı, Erdoğan’ın ilk kez cumhurbaşkanı seçildiği 2014’te 2,19’a geriledi. 2017’deki anayasa değişikliği ile bu oran önce 2,08’e, 2018’de ise 2’ye düştü. Erdoğan’ın üçüncü Cumhurbaşkanlığı döneminde toplam doğurganlık hızı 2023’te 1,51’e, 2024’te ise 1,48’e gerilemiş durumda. Erdoğan’ın 2014’te ilk kez Cumhurbaşkanı seçildiği dönemde enflasyon oranı yüzde 8,17 iken, 2024 sonunda bu oran 5,5 kat artışla yüzde 44,38’e yükselmiştir. Bu tablo, bir ülkenin geleceğini tehdit eden siyasal ve toplumsal çöküşü gözler önüne seriyor” şeklinde konuştu.

“20 SENEDE 3 ÇOCUKLU BİR AİLENİN GIDA MASRAFI 51 KAT ARTTI”

Gıda enflasyonuna da dikkat çeken Taşcıer, 2005 yılında litresi 1,6 lira olan günlük sütün 2025’te 49 kat artışla 78 liraya ulaşacağını ifade etti. Kilosu 2 lira 3 kuruş olan yoğurdun bugün 63 lira olduğunu vurgulayan Taşcıer, “Yoğurt fiyatı 20 yılda yüzde 2617 artan başka bir ülke var mıdır? Peynirin kilosu 60 kat artarak 287 liraya ulaştı. 2005’te tanesi 1 kuruş olan yumurta bugün 6 lira 57 kuruşa satılmakta. Kırmızı etin kilosu ise 63 kat artarak 11 lira 2 kuruştan 701 lira 17 kuruşa yükseldi. Kanatlı et üretiminde dünyada 9’uncu sırada olmamıza rağmen beyaz et fiyatları ülkemizde 42 kat arttı. 2005’te 3 çocuklu bir ailenin aylık gıda masrafı 328 lira civarındayken, bugün aynı ailenin mutfak masrafı 16 bin 900 liraya yaklaşmıştır. 20 senede 3 çocuklu bir ailenin gıda masrafının 51 kat arttığı aşikardır” dedi.

İki asgari ücretlinin reel alım gücünün yılın ilk dört ayında eriyerek 38 bin liraya düştüğünü belirten Taşcıer, “Bu durumda kazancının yarısını mutfak ihtiyaçlarına harcayan ailelerin çocuklarını kreşe gönderme imkanı da kalmamaktadır. Günümüzde 3 çocuğun aylık kreş ücreti 41 bin lirayı bulmaktadır. Devlet Malzeme Ofisi gibi kamu kurumlarında bile bu ücretler her bir çocuk için 13 bin 500 liradan başlamaktadır. Bu şartlarda çocuklar kreş yerine ailelerinin sevgi evlerine gitmek zorunda kalacak” ifadelerini kullandı.

“ERDOĞAN, GÜNDE 2 KEZ DOĞRUYU GÖSTEREN BOZUK SAAT KADAR TUTARLI”

Açıklamalarını sürdüren Taşcıer, şunları kaydetti:

“Erdoğan, günde iki kez doğruyu gösteren bozuk saat kadar tutarlı. Doğru olan, mesele yalnızca yoksulluk değil. Doğum hızındaki düşüş, aslında hukuksuzluğun, keyfiliğin, kadın düşmanlığının ve baskının yarattığı bir rejim krizidir. Erdoğan rejiminin yarattığı güvencesizlik, belirsizlik ve gelecek kaygısı da bu durumu derinden etkilemektedir. Halkı sistematik biçimde yoksullaştıran şahsım devleti, demokrasi yerine otoriterliği, adalet yerine biatı, sosyal devlet yerine sadaka kültürünü kurumsallaştırdıkça doğurganlık hızı da düşüyor.

Kadınların omzuna yüklenen görünmeyen emek, çocuk bakımının ailelerin üzerine yüklenmesi ve artan yaşam maliyeti, genç kadınlar için anneliği bir tercihten çok bir risk haline getiriyor. Sağlık, eğitim ve bakım hizmetlerinin pahalılaşması, kadınların işgücünden çekilmesine neden oluyor. Bu durum hem hane gelirini azaltıyor hem de çocuk sahibi olma kararını ekonomik bir riske dönüştürüyor. Ülke ekonomisinin yapısı, bebeklerin sağlıklı gelişimini etkilediği gibi doğum kararını da belirliyor. İktidar, gerçeklerle yüzleşmek yerine her zamanki gibi sorumluluktan kaçıyor. Düşen doğum oranlarını ‘Türkiye’ye karşı cinsiyetsizleştirme operasyonu’ gibi komplo teorileriyle açıklamak, halkı küçümsemektir. Oysa son beş yılın gıda enflasyonuna bakıldığında, bu ülkede operasyonu kimin kime yaptığı açık bir şekilde görülecektir.”

Erdoğan’ın Doğurganlık İfadesine Tepki Büyüyor!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yazıhan Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!