7 Ekim 2023 tarihinde HAMAS’a bağlı El-Kassam Tugayları tarafından işgalci siyonist rejime karşı başlatılan Aksa Tufanı Operasyonu, iki yılını doldurmuş durumda. Bu süreçte Gazze’de yaşananlar, yalnızca askeri bir çatışmanın ötesinde bir insani kriz ve soykırım olarak kayıtlara geçti. İki yıl boyunca 67 bin 160 kişi yaşamını yitirirken, 169 bin 679 kişi de yaralandı. Hala binlerce insanın enkazların altında kaldığı düşünülüyor.
Gazze’nin yüzde 90’ı büyük bir yıkım yaşarken, camiler, hastaneler ve eğitim kurumları da ağır saldırılardan etkilendi. Emperyalist ABD ile birçok Avrupa ülkesinin desteğiyle işgalci rejim, hedeflerine ulaşamamış olmasına rağmen sivillere yönelik katliamları sürdürdü. Katledilenlerin büyük çoğunluğunu kadınlar, çocuklar ve yaşlılar oluşturuyor.
Bu süreçte Gazze’de yaşanan insani kriz, eğitim, sağlık, ibadet ve basın alanlarında da derin yaralar açtı. Operasyonun yıl dönümünde Uzman Eğitimci Hüseyin Söylemez, Dr. Fuat Zengin, Malatya İl Müftü Yardımcısı Ali Kazcı ve Gazeteci Mehmet Turan Çiğdem, Gazze’deki durumu tüm yönleriyle İLKHA muhabirine değerlendirdi.
’13 bin çocuk şehit edildi, 765 bin çocuk eğitimden mahrum bırakıldı’
Uzman Eğitimci Hüseyin Söylemez, Gazze’deki eğitim sisteminin neredeyse tamamen çökmüş durumda olduğunu belirtti. “Siyonist işgalciler tarafından 13 bin çocuk şehit edildi. Ancak asıl trajedi, 765 bin çocuğun eğitimden mahrum kalmasıdır. 25 bin öğretmen görev yapamıyor. Okulların yüzde 90’ında eğitim yapılamıyor, yüzde 80’i tamamen yıkılmış durumda. Sadece yüzde 10’luk bir bölümde eğitim devam ediyor.” dedi.
‘Bu halk büyüğüyle küçüğüyle örnek ve izzetli bir halk’
Söylemez, Gazzeli çocukların bir çadırda ya da bir ağacın altında eğitim almaya devam ettiğini vurguladı. “Bu halk, büyüğüyle küçüğüyle örnek ve izzetli bir halk. Dünya ile ahireti birlikte gözeten, şehadeti arzulayan ve dünyayı ihmal etmeden şükreden bir topluluk. Onlar gibi olabilmek adına mücadelemizi vermemiz çok kıymetli.” ifadelerini kullandı.
‘Bu noktada kendimizi sorgulamamız gerekir’
Söylemez, “Batı, önceden siyonistlerin yanında iken şimdi akın akın Gazze’ye sahip çıkıyor ve İslam’a yöneliyorlar. Bizim bu noktada kendimizi sorgulamamız ve nasıl bir Müslüman olmamız gerektiği konusunda kendimize çeki düzen vermenin zamanı gelmiştir. Şu andaki sözde barış antlaşması, onların tamamen yenildiklerinin bir işaretidir. Müslüman ülkeler kesinlikle bu oyuna gelmemelidir. Gazze’nin HAMAS dışında kabul edeceği bir anlaşma dışındaki bir anlaşmayı kabul etme lüksümüz yoktur. Bu mücadeleyi onlar verdi, bu mücadelenin şeklini onların belirlemesi gerekiyor.” diyerek sözlerini tamamladı.
‘Hastaneler yerle bir edildi ama hekimler vicdani mesleklerini terk etmediler’
Dr. Fuat Zengin, Gazze’deki sağlık çalışanlarının insanlık onurunu korumak için verdikleri mücadeleye dikkat çekti. “Hekimlik, karşıdakinin kimliğine bakmadan insan sağlığı için çabalar. İşgalci terör örgütü, Gazze’de; kreş, hastane, çocuk, kadın, yaşlı demeden her şeyi bombalayan vahşi bir zulüm işlemektedir. Hekimler, en barbar ve vahşi saldırılar altında bile canları pahasına görevlerini sürdürdü. Birçok sağlık çalışanı şehit oldu, bazıları gözaltına alındı. Hastaneler yerle bir edildi ama vicdani mesleklerini terk etmediler. Bunun takdiri söz konusu olamaz, ancak bir mümin olarak Allah’ın rızası ile karşılık bulabilecektir.” dedi.
‘Meslektaşlarımız nöbetteyken çocukları bombalanmış halde önlerine getirildi’
Zengin, “Meslektaşlarımız nöbetteyken çocukları bombalanmış halde önlerine getirildi. Bu acının tarifi yok. Allah, onların amellerinin karşılığını cennette verecek. Bu zulmü yapanlar tarih sahnesinde kara lekelerle anılacak.” diyerek Gazze’deki sağlık mücadelesine dikkat çekti.
Malatya İl Müftü Yardımcısı Ali Kazcı, Gazze’deki camilerin büyük oranda yıkıldığını ancak ibadetin ve ilim faaliyetlerinin sürdüğünü belirtti. “7 Ekim öncesi Gazze’de 1244 cami vardı, bunun yüzde 95’i yıkıldı. Buna rağmen Cenab-ı Hakk’ın yardımıyla, mücahitlerin gayretiyle Müslümanlar harabeler arasında ibadet ediyor, Kur’an eğitimi ve İslami ilimler dar imkânlarla dahi olsa elhamdülillah yürütülmeye devam ediyor.” dedi.
‘İnşaAllah o camilerin tekrar imar edildiğini görürüz’
Kazcı, “Kur’an-ı Kerim’de geçen ‘Allah’ın mescitlerinin yıkılmasına uğraşan ve orada Allah’ın adının anılmasını engelleyenden daha zalim kim olabilir?’ ayeti Müslümanlara bir emir niteliğindedir. Özellikle Kudüs ve Gazze’deki mescitlerin korunması gerekir. Allah, Gazze’li mücahitlere nusretiyle imdad eylesin. İnşaAllah o camiler tekrar imar edilecek ve o günleri de göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
‘Soykırımın gizlenmesi için gazeteciler özellikle hedef alınıyor’
Gazeteci Mehmet Turan Çiğdem, Gazze’de basın özgürlüğünün hedef alındığını ve gazetecilerin bilinçli bir şekilde katledildiğini belirtti. “İsrail, 270’ten fazla gazeteciyi katletti. Amaç sadece insan öldürmek değil, soykırımı gizlemek. Gazze’de 65 binden fazla insan katledildi. Gazeteciler özellikle hedef alınarak susturuluyor.” dedi.
‘Gazze’deki gazeteciler sadece haberci değil, zulmü aktaran birer mücahit’
Çiğdem, “Basın özgürlüğü değil, insanlığın vicdanı hedefte. Eğer bu gazeteciler başka bir ülkede katledilseydi dünya ayağa kalkardı. Ancak katledilen gazeteciler Gazze’de ve katleden de İsrail olunca herkes iki yüzlü davranıyor. Gazze’deki gazeteciler sadece haberci değil, zulmü aktaran birer mücahit. Allah hepsinin yardımcısı olsun.” temennisinde bulundu.