Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Meclis’teki grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.
Hatimoğulları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği “hak ihlali” kararına ilişkin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Bazı davalar siyasallaştırılıyor” ifadesine sert bir yanıt verdi.
Hatimoğulları, “Bu davaları siyasallaştıran iktidar sizsiniz. Selahattinleri, Figenleri, Can Atalayları, AİHM ve AYM kararlarına rağmen içeride tutarak siyasi kararlar alan yine siz değil misiniz? Yargıyı ve bu davaları siyasallaştıran açıkça sizlersiniz. Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarını zedelemeye devam ediyorsunuz. Derhal bu durumdan vazgeçin. AİHM ve AYM kararları uygulanmalı, Kobane kumpas davasından ve Gezi direnişi davasında yargılanan tüm arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır” şeklinde konuştu.
İMRALI’ ÇAĞRISINI TEKRARLADI: DEVLET GİDİYORSA SİYASET NİYE GİTMESİN?
“Terörsüz Türkiye” sürecine dair değerlendirmelerde bulunan Hatimoğulları, Meclis’te kurulan komisyondan bir heyetin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı’ya gitmesi talebini yineledi. Hatimoğulları, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli’nin açıklamalarına atıfta bulunarak şunları söyledi:
“1 Ekim’de başlayan süreçte Sayın Öcalan’ın kararlılığı son derece önemlidir. İlk günden itibaren olumlu bir dil kullandı. Yapıcı önerilerde bulundu ve her tıkanmada çözüm yolları üretti. Toplumun karşısına negatif gündemler çıkarmadı. Daima sağduyu ile hareket etti. Cumhurbaşkanı ne dedi? ‘Şu anda İmralı, bu konuyla ilgili her türlü desteği veriyor.’ Bu önemli bir tespit. Sayın Bahçeli de, Meclis’te kurulan komisyondan seçilecek milletvekillerinin İmralı’ya giderek ilk ağızdan mesajları almasının süreci güçlendireceğini ifade etti. Bu da son derece önemli bir vurgu.”
Siyasi süreçlerin, devletin gittiği yöne ayak uydurması gereklidir. Siyaset kurumu, böyle tarihi bir dönemde neden aktif bir rol üstlenmesin ki? 13 aydır bu süreç devam ediyor ve herhangi bir ölüm haberi almadık. Bu durum bizim için büyük bir mutluluk ve motivasyon kaynağı değil midir? Eğer bu süreç, ülkenin 100 yıllık geleceğini şekillendirme süreciyse, siyaset arka planda kalamaz. Bu noktada, Öcalan gibi bir aktörü göz ardı etmek mi yoksa sürecin içine daha fazla dahil etmek mi doğru? Cevap oldukça açıktır. Öcalan’ın rolünü etkin bir şekilde oynaması, ortaya koyduğu iradenin 86 milyon yurttaşımızın ortak kazancına dönüşmesi herkesin talebi olmalıdır.
