Malatya’nın Binlerce Yıllık Yolculuğu: “Melid”den “Malatya”ya
MALATYA – Hititlerin “bal ülkesi” anlamına gelen Melid adından türeyen Malatya, binlerce yıllık tarihi boyunca ismini büyük ölçüde koruyarak günümüze ulaşan ender Anadolu şehirlerinden biri oldu.
Hitit hiyerogliflerinde bir öküz başı ve ayağı ile simgelenen şehir, Kültepe vesikalarında Melita, Asur kaynaklarında Meliddu, Melide, Milid, Urartu belgelerinde Melitea olarak geçerken; Antik çağ coğrafyacısı Strabon, kenti Melitene adıyla anmıştı. Strabon’a göre Melitene, Kapadokya’nın on eyaletinden biri, üzüm ve zeytin bağlarıyla bezenmiş eşsiz bir bölgeydi.
Roma İmparatoru Titus döneminde (MS 79-81) bugünkü Battalgazi’ye taşınan şehir, Bizans devrinde de önemini korudu. 659’da İslam hâkimiyetine giren Malatya, Araplar tarafından Malatiyye adıyla anıldı. Abbasiler döneminde “El-Avasım” idari bölgesinin merkezi oldu ve Horasan’dan gelen Türklerin ilk yerleşimlerinden biri haline geldi.
- yüzyıldan itibaren Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesiyle Malatya da Selçuklu hâkimiyetine girdi. Danişmentli Melik Muhammed Gazi’nin 1101’de kesin fethiyle birlikte şehir artık kalıcı bir Türk beldesi oldu. Selçuklu döneminde “Vilayet-i Malatya” ve “Darü’r-Rifa” (Saadet Yeri) adlarıyla anıldı.
Memlük kaynaklarında İklim Al-Ozaria (Üzeyir Ülkesi) olarak geçen Malatya, Osmanlı döneminde de stratejik önemini korudu. 1838’de Osmanlı ordusu şehirde kışlarken, halkın yazlık mekânı olan Aspuzu bağları zamanla bugünkü modern Malatya’nın çekirdeğini oluşturdu.
Bugün Battalgazi, yöre halkının deyimiyle “Aşağı Şeher”, turistik bir ilçe olarak varlığını sürdürürken, Malatya ismi binlerce yıl öncesinden günümüze neredeyse hiç değişmeden taşınan tarihi mirasıyla dikkat çekiyor.




