Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Temmuz 2025 sabahı kritik bir açıklama yaptı. FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün adalet teşkilatındaki mahrem yapılanmasına yönelik sürdürülen soruşturmada, örgüt imamlarıyla “operasyonel hat” üzerinden irtibatı olan 6 şüpheliye yönelik gözaltı kararı verildi. Bu kişilerden biri halihazırda kamu görevinde aktif olarak bulunuyor.
Soruşturmada, örgüt içi iletişimde kullanılan ankesörlü hatlar, ardışık/periyodik arama düzenleri ve kodlama sistemleri gibi delillerin ele geçirildiği bildirildi. Şüphelilerin Ankara merkezli 3 ilde eş zamanlı operasyonla yakalandığı, ifadelerinin ardından yeni bağlantıların deşifre edilmesinin beklendiği ifade edildi.
Peki bu operasyon, sadece birkaç kişilik bir hücrenin çökertilmesi midir, yoksa buzdağının halen yüzeye çıkmamış kısmına dair ciddi bir sızıntı mı?
15 Temmuz’dan Sonra Ne Oldu?
2016’daki darbe girişiminin bastırılmasının ardından devletin çeşitli kurumlarına yerleşmiş on binlerce FETÖ mensubu hakkında işlem yapıldı. Ancak yapının sadece legal görünümlü kamu yapılanmasıyla sınırlı olmadığı, mahrem imamlar, kriptolu haberleşme sistemleri (ByLock, Eagle, Falcon), finansal aygıtlar ve yurt dışı kaçış güzergahları ile adeta bir istihbarat örgütü gibi çalıştığı ortaya çıktı.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet İstihbarat birimleri tarafından sağlanan bilgilerle on binlerce kişi tespit edildi. Ancak önemli bir kısmı, özellikle “çekirdek kadro”, sistemli biçimde yurt dışına kaçmayı başardı. Kaçışlarda en çok kullanılan güzergâhlar:
Edirne – Yunanistan sınırı,
Karadeniz’den deniz yoluyla Gürcistan,
Kapıkule üzerinden Balkanlar,
KKTC üzerinden üçüncü ülkelere geçiş…
Hücreler Dağılmadı, Derine İndi
Her ne kadar örgütün finansal ve sosyal ağları ciddi şekilde dağıtılsa da FETÖ, “yeraltına çekilme” stratejisiyle “küçük ama etkili” hücre modelini devreye soktu. Özellikle adalet, sağlık, eğitim ve akademi gibi stratejik alanlarda “gölgede kalan” isimler, yıllar içinde yeniden örgüt bağlantılı hatlarla irtibat kurarak faaliyetlerine devam etti.
Bu yapı:
Kod adıyla sadakat puanı verir,
Operasyonel hattı sadece imamlar bilir,
Her hücre 3-5 kişiden oluşur,
Üyeler birbiriyle temas etmez.
Kod Adlı Sadakat: “A4-Mavi-2” Ne Demek?
Son operasyonlarda ele geçen ifadelerde FETÖ’nün hala sadakat kodlama sistemini kullandığı görülüyor. Her mensubun bağlılığı;
A (yüksek sadakat)
B (orta sadakat)
C (pasifleşmiş)
gibi harflerle kodlanıyor, renkle operasyonel yetkinlik, rakamla ise istihbarat riski sınıflandırılıyor.
Örnek: “A4-Mavi-2”
“Yüksek sadakatli, bölgesel imamla doğrudan temasta, potansiyel risk orta düzey.”
Sadece Yurt Dışında Değil: Türkiye’de Saklananlar
Halen Türkiye içinde, özellikle büyükşehirlerin gecekondu bölgelerinde ya da tanınmamak için isim değiştiren, aile bağı koparmış bireylerin gizlendiği tespit edildi. Bazıları:
Sahte kimlik kullanıyor,
İnşaat, tekstil gibi denetimsiz sektörlerde çalışıyor,
Aile bireyleri üzerinden eski bağlantılarıyla iletişim kuruyor.
Paranın İzinden Git: Finansal Takip Devam Ediyor
FETÖ’nün halen aktif olduğu iddia edilen bazı ticari yapılanmalar şunlara dayanıyor:
Yurt dışı kaynaklı “yardım kuruluşları”,
Online ödeme sistemleriyle mikro bağış havuzları,
Kur farkı kullanılarak yapılan “servet transferleri”.
MASAK’ın 2024 yılı raporuna göre, FETÖ bağlantılı 82 şirket hâlâ “örtülü faaliyet” şüphesiyle izleniyor.
Yeni Kuşak İmamlar: Dijital Takiyye Uzmanları
Eski yapının aksine, yeni nesil imamlar 25-35 yaş aralığında, teknik donanımlı, sosyal medyada takiyye konusunda uzman kişiler.
İfade veren bir şüpheli, “İmamımızla Signal uygulaması üzerinden sadece şifreli sembollerle haberleşiyorduk. Gerçek ismini hâlâ bilmiyorum.” dedi.
Bitmeyen Tehlike – Uyanık Kal!
Devletin bütün birimleri, FETÖ’nün şekil değiştirmiş yeni versiyonuna karşı mücadeleye devam ediyor.
Ancak bu mücadele sadece güvenlik güçlerinin işi değil.
Kamuoyunun, kurumların, basının ve bireylerin dikkatli olması; sıradan görünen bazı ilişkilerin arkasında hala örgütsel sadakat zincirleri olabileceğini unutmaması gerekiyor.
