Rusya’da yaşayan Kürt akademisyen Doç. Dr. İkbal Dürre, Türkiye, Rusya ve Kürtler arasındaki ilişkileri yakından izleyen, değerlendirmelerini akademik bir bakış açısıyla TV, radyo ve internet mecralarında sıkça paylaşan bir isim. Dürre, İlke TV için kaleme aldığı son yazısında, hem Türkiye’de hem de Suriye’de yaşanan ve Türkleri ile Kürtleri tedirgin eden gelişmeler üzerine dikkat çekici analizler yaptı.
Dürre’ye göre, iki ülkedeki süreçler “basit bir hesap defteri” gibi artılar-eksiler toplanıp çıkarılarak sonuçlandırılamaz. Müzakere ve iyi niyetin esas olduğu bu dönemde, geçmiş deneyimlerin dikkate alınarak temkinli ama yapıcı adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Kürt Meselesinde Çifte Standart Eleştirisi
Alman siyaset bilimci Jürgen Habermas’ın “demokrasinin özünde tartışmacılık vardır” sözünü hatırlatan Dürre, Türkiye’de bazı muhalif kesimlerin demokrasi talebinde bulunurken Kürt meselesini tüm boyutlarıyla konuşmaktan kaçındığını belirtti. “Demokratikleşme anlayışlarında Kürtlere yer yok” diyen Dürre, bu durumun ciddi bir çelişki yarattığını ifade etti.
Suriye ve Ukrayna Kıyaslaması
Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’deki süreçten bağımsız değerlendirilemeyeceğini söyleyen Dürre, Şam yönetimine Ukrayna savaşından ders çıkarma çağrısında bulundu. Ukrayna lideri Zelenski’nin Donbas’ta adem-i merkezi bir yönetimi kabul etmemesi nedeniyle ülkesinin topraklarının yüzde 20’sini kaybettiğini hatırlatan Dürre, benzer bir hatanın Suriye için de büyük kayıplara yol açabileceğini vurguladı.
“Erken Havaya Girmeyin” Uyarısı
Şam yönetiminin zaman kazanma stratejisini eleştiren Dürre, “erken havaya girmenin” tehlikelerine dikkat çekti. Siyasette zeminin sağlam olmaması hâlinde karşı tarafın gücünün zayıf ya da güçlü olmasının fark yaratmayacağını belirterek, “Ayağınızın bastığı zemin çürükse, siz daha kırılgansınız” dedi.
Adem-i Merkeziyet Tartışması
Dürre, Suriye’de adem-i merkeziyetçi bir yapının tehlikeli olduğunu düşünenlerin önyargılı davrandığını savundu. Aksine, merkeziyetçi olmayan bir yapının Suriye’nin geleceği açısından daha güvenli bir zemin yaratabileceğini ifade etti.
Doç. Dr. İkbal Dürre’nin bu değerlendirmeleri, hem Türkiye’de hem de Suriye’de yürütülen hassas süreçlerin geleceğine ilişkin tartışmaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor.
