CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, bölgede yaşanan gelişmelerin tüm dünyayı etkileyebileceğine dikkat çekerek, İran’ın olası misilleme senaryolarını değerlendirdi. İran’ın balistik füzeleri ile ilgili uyarılarda bulunan Bağcıoğlu, “İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma ya da tankerlere el koyma tehdidi, enerji piyasalarında ani dalgalanmalara neden olabilir. Brent petrol fiyatlarının böyle bir durumda hızla yükseleceği ve küresel enerji arzında kesintilere yol açacağı öngörülmektedir. İran’ın geçmişteki tanker krizlerinde sergilediği tutum, bu tehdidin ciddiyetini ortaya koyuyor” dedi.
ABD’nin süreç içerisindeki rolünü de ele alan Bağcıoğlu, “ABD doğrudan çatışmaya girmedi fakat saldırı sonrası savunma desteği taahhüdünde bulundu. Balistik füze savunma kabiliyeti olan muhriplerin İsrail açıklarına konuşlandırılması, İran’ın olası misillemelerine karşı caydırıcılığı artırmayı hedefliyor. Ancak bu durum, İran’ın vekalet unsurlarıyla dolaylı çatışmalara girmesi riskini de artırabilir” şeklinde konuştu.
Bağcıoğlu, Rusya ve Çin’in İran’a verdiği desteğin çatışmanın küresel boyut kazanma potansiyelini belirleyeceğini belirtti. Hürmüz Boğazı’nda yaşanabilecek bir kriz durumunda, küresel enerji arzında ciddi daralmaların olabileceğini ifade eden Bağcıoğlu, “Brent petrol fiyatlarının 100 doların üzerine çıkması, küresel enflasyon baskısını artırabilir. Bu durum, özellikle Avrupa ve Asya’daki enerji ithalatçı ülkeleri olumsuz yönde etkileyebilir” dedi. Ayrıca, Türkiye’nin hava gücü ve hava savunma kabiliyetinin geliştirilmesinin milli güvenlik açısından önemini vurguladı.
İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Ali Demir ise, Netanyahu yönetiminin İran’a yönelik saldırılarına devam edeceğini belirtti. Demir, “İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ve Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Hüseyin Selami gibi üst düzey askeri yöneticilerin etkisiz hale getirilmesi, İsrail’in İran içinde etkili bir istihbarat ağına sahip olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı. Türkiye üzerindeki etkilerine de değinen Demir, “İsrail’in saldırıları, ekonomik yetersizliklerin derinleşmesine ve çeşitlenmesine yol açacaktır. ABD’nin Orta Doğu’daki elçilik personelini çekmesinin ardından piyasalarda yaşanan gerginlik, İsrail’in saldırı haberiyle daha da artmıştır” dedi.
Demir, İsrail-İran silahlı çatışmalarının Türkiye ve bölgedeki ülkelerin savunma harcamalarını artıracağına dikkat çekti. “Savunma harcamalarını artırmak zorunda kalan İran yönetimi, iç kaos ve kargaşaya karşı önlemler alacak. Bu durum, İran’dan Türkiye’ye yönelik yeni bir sığınmacı akımını beraberinde getirebilir” şeklinde uyarıda bulundu.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Dış Politika Program Direktörü Gülru Gezer, Türkiye ile İran arasındaki 500 kilometrelik sınırın olası bir istikrarsızlık durumunda kitlesel göç dalgasına neden olabileceği konusunda uyardı. Gezer, “Nükleer tesislere yönelik saldırıların devam etmesi, Türkiye’nin yanı sıra bölgenin ekolojik yapısını da olumsuz etkileyebilir” dedi.
Gezer, Türkiye’nin NATO üyesi olmasının savaşın ülkeye sıçrama ihtimalini azalttığını belirtirken, “Ancak bölgedeki istikrarsızlığın Türkiye’ye yansımaları olabilecektir. Mevcut gerginlik, olayın bölgesel niteliğinin küresele evrilebilme ihtimalini artırıyor” ifadesinde bulundu. Ekonomik açıdan da petrol fiyatlarının artmasının ve Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasının küresel bir resesyona yol açabileceğini ekledi.