İTHAL ET DÖNEMİ KAPANIYOR:
“PARAMIZ OLSA DA HAYVAN BULAMAYACAĞIZ”
YAZIHANHABER GENEL YAYIN YÖNETMENİ ZEKİ KÖSEOĞLU YAZDI
Dünya sığır sürüsü ve buzağı varlığı eşzamanlı düşerken, Türkiye’nin ithalata bağımlı et politikasının sürdürülemez hale geldiği uyarısı geldi.
Tarım Bakanı’nın “İthal et bitecek” çıkışı, küresel daralmayla birleşince Türkiye’yi yerli üretimi artırmaktan başka seçenek bırakmıyor.
Köseoğlu: “Yazıhan’ın genç nüfusu, Hekimhan ve Arguvan’ın meraları büyük bir fırsat. Doğru adımlarla bölge hayvancılığın merkezi olabilir.”
Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci’nin açıkladığı 2025–2026 küresel et projeksiyonu, Türkiye’nin kırmızı et tedarikinde çok daha zorlu bir döneme girdiğini gösterdi. Kahveci’nin verilerine göre hem dünya sığır sürüsü hem de buzağı varlığı aynı anda azalıyor. Sığır eti üretiminin 2026’da bir milyon ton düşmesi, küresel ihracatın son beş yıla göre yüzde 19 daralması bekleniyor.
Bu tabloyu değerlendiren Yazıhanhaber Genel Yayın Yönetmeni Zeki Köseoğlu, Bakanlığın “et ithalatı bitecek” açıklamasının göründüğünden çok daha büyük bir yapısal probleme işaret ettiğini vurguladı. Köseoğlu, “Artık paramız olsa bile canlı hayvan bulmak zorlaşacak. Küresel arz daralıyor, Türkiye’nin dışa bağımlı et politikası sona ermek zorunda” dedi.
“Yerli üretim tek çıkış. En büyük fırsat Yazıhan, Hekimhan ve Arguvan’da”
Köseoğlu’na göre, Türkiye’nin önünde artık tek yol bulunuyor: yerli üretimi büyütmek ve bunu bölgesel avantajlara göre planlamak. Malatya özelinde üç ilçe öne çıkıyor.
Yazıhan, hem geniş arazileri hem de bölgedeki en yüksek genç nüfusa sahip olması nedeniyle stratejik bir merkez haline geliyor. Köseoğlu, “Yazıhan’ın gençleri doğru desteklerle hayvancılığı bir iş değil, bir gelecek olarak görebilir” değerlendirmesini yaptı.
Hekimhan ve Arguvan ise geniş meraları, iklim avantajları ve geleneksel hayvancılık deneyimiyle dikkat çekiyor. Kahveci’nin küresel daralma analizi, bu bölgelerin yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılıyor.
“Gençler için yeni bir hayvancılık modeli kurulmalı”
Köseoğlu, özellikle Yazıhan’da genç kuşağın yeniden hayvancılığa çekilebilmesi için modern, kazançlı ve sürdürülebilir bir üretim ekosistemi kurulması gerektiğini vurguladı. Modelin temel bileşenleri arasında şunlar var:
- Modern işletme kurulumu ve teknik rehberlik
- Uygun kredi ve finansman
- Sözleşmeli üretim ve pazar garantisi
- Eğitim, dijital takip ve hastalık yönetimi
- Kooperatif temelli örgütlenme
“Ziraat Odaları ve Tarım Müdürlükleri sorumluluk almalı”
Köseoğlu, yerel kurumların siyasi kaygılardan uzak, üreticiyi doğrudan bilgilendiren, fırsatları halka taşıyan bir anlayışla çalışması gerektiğini belirterek şu çağrıyı yaptı:
“Partizanlığın olmadığı, teknik bilgiye dayanan bir yapı kurmak zorundayız. Eğer bugün harekete geçmezsek, küresel daralma bizi çok daha ağır bir tabloyla karşı karşıya bırakacak.”
Zeki Köseoğlu’nun değerlendirmesine göre sonuç açık:
İthal et dönemi kapanıyor. Türkiye kendi hayvanını kendisi yetiştirmek zorunda.
Yazıhan, Hekimhan ve Arguvan bu dönüşümün merkez üssü olabilir.
