İYİ Parti Malatya İl Başkanı Serdar Yıldız, konteyner kentlerde yaşanan sıkıntıları gündeme getirdi. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerin ardından kurulan konteyner kentlerdeki yaşam koşullarını sert bir dille eleştiren Yıldız, “Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden 2.5 yıl geçti. Deprem sonrası geçici çözüm olarak kurulan konteyner kentlerde Malatya genelinde 70,000 insan kalıyor. İlk dönemlerde insanlara umut olan konteynerlerde yaşamak, artık bir çileye dönüştü.” ifadelerini kullandı.
Yaşamın elektriğe bağlı olduğunu vurgulayan Yıldız, konteyner kentlerde sık sık elektrik ve su kesintileri yaşandığını belirtti. “Konteynerlerde sürekli elektrik kesintileri oluyor. Biliyorsunuz, konteynerlerde yaşam elektriğe bağlı devam ediyor. Yemek yapmak elektrikle, duş almak elektrikle, soğutma elektrikle sağlanıyor. Yani konteynerlerde elektrik kesintisi yaşandığında yaşam durma noktasına geliyor. Su ve giderlerle ilgili de hemen her gün sorunlar yaşanıyor. Konteynerlerin kapıları, camları ve banyoları dökülüyor.” şeklinde konuştu.
Konteynerlerin çevresinde gerekli temizlik ve bakımların yapılmadığını dile getiren Yıldız, kene ve akrep vakalarına dikkat çekti. Belediyeleri sorumluluk almaya çağıran Yıldız, “Temelsiz olan konteynerler doğadaki tüm olumsuzluklara açık durumda. İlkbahar döneminde yağmur yağışı nedeniyle büyüyen otlar, daha sonra aşırı sıcaklar nedeniyle kuruyor. Kuru otları yakmak isteyenler ya da yanlışlıkla ateş düşen durumlarda, konteynerlerde yaşayanların kurtulma umudu kalmayacak. Belediyeler haşerelere karşı hiçbir şekilde ilaçlama yapmıyor. Son günlerde yılanlar her bölgede görülmeye başladı ve kene vakalarında ölümler haberlerde yer alıyor. Bakımsızlık ve vurdumduymazlık nedeniyle yılanın, kenenin ve akrebin ısırması mı gerekli? Malatya belediyeleri çalışmadığı için insanların ölmesi mi gerekiyor?” dedi.
Son günlerde konteyner kentlerde fuhuş, uyuşturucu, cinayet ve hırsızlık olaylarının artış gösterdiğine de dikkat çeken Yıldız, “Güvenlik sorunu çok üst düzeyde. Konteyner kentler kurulduğu ilk dönemlerde giriş-çıkışlar kartlarla yapılıyordu. Misafirlere kimlik karşılığında ziyaretçilerin kimlikleri veriliyor, çıkışta iade ediliyordu. Araçlarda ehliyet ve GBT kontrolleri yapılırken, şu anda güvenlik sadece bekçiliğe dönüşmüş durumda. Bölgeye giren çıkan belli değil. Bu nedenle son dönemlerde cinayet, yaralanma, uyuşturucu, hırsızlık ve fuhuş olayları en üst seviyeye ulaşmış durumda. Unutulmamalıdır ki konteynerlerde kalan 70,000 kişi mecburiyetten ve gidecek yeri olmadığı için kalıyor. AFAD ve belediyeler sorumluluk almalı ve gereken önlemleri hayata geçirmelidir!” şeklinde konuştu.