Fransa’da Yitirdiğimiz Ahmet Kaya, 25 Yıl Sonra Hâlâ Bizimle
Aramızdan ayrılışının üzerinden çeyrek asır geçti…
Sürgünde hayata veda eden, şarkılarıyla milyonların hafızasına kazınan Ahmet Kaya, bugün hâlâ Türkiye’nin en güçlü ve en sarsıcı seslerinden biri olarak hafızalarda yaşamayı sürdürüyor.
1957’de Malatya’da, Adıyamanlı bir baba ile Malatyalı bir annenin beşinci çocuğu olarak dünyaya gelen Ahmet Kaya’nın müzik yolculuğu, henüz 6 yaşındayken babasının hediye ettiği bağlamayla başladı. Ailesinin ekonomik sıkıntılar nedeniyle 1970’lerde İstanbul’a göç etmesiyle hem hayatının hem de sanatının yönü değişti. Okulu bırakmak zorunda kaldı; işçilik, askerlik ve kısa süreli bir evlilik derken, müzik giderek sığındığı en güçlü liman haline geldi.
“Ağlama Bebeğim”den “Şafak Türküsü”ne uzanan yol
Ahmet Kaya’nın profesyonel müzik serüveni, Ahmed Arif’ten Nazım Hikmet’e birçok büyük şairin dizelerini taşıyan “Ağlama Bebeğim” albümüyle 1985’te başladı. Ardından “Acılara Tutunmak” geldi. Cezaevinde tanıştığı Sezer Bağcan aracılığıyla hayatına giren Gülten Hayaloğlu, hem yaşamının hem sanatının en önemli insanı oldu.
1986’da yayımlanan “Şafak Türküsü”, Nevzat Çelik’in cezaevinde yazdığı şiirle buluşunca Türkiye’nin dört bir yanında yankılandı. Aynı yıl “An Gelir” albümüyle üretkenliğini sürdürdü.
Yusuf Hayaloğlu ile kurulan eşsiz bağ
Gülten Kaya’nın kardeşi Yusuf Hayaloğlu ile tanışması, Ahmet Kaya’nın sanatında yeni bir kapı açtı. Türkiye müzik tarihinin en özel şarkı sözlerinden bazıları bu kardeşlik sayesinde doğdu.
“Yorgun Demokrat”, “İyimser Bir Gül”, “Başkaldırıyorum” albümleri, kuşakların hafızasında yer eden bu ortaklığın izlerini taşır.
11 Şubat 1999’da bir ödül töreninde, hazırladığı yeni albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğini açıkladı. İşte bu sözler, hem salonda hem medyada ağır bir linç kampanyasının fitilini ateşledi.
Tehditler ve baskılar nedeniyle Türkiye’de yaşaması zorlaştı; ailesiyle birlikte Paris’e gitti.
Sürgünde son nefes
Paris’te “Hoşçakal Gözüm” albümünün kayıtları sürerken, 16 Kasım 2000 günü geçirdiği kalp kriziyle hayata veda etti. Arkasında 22 albümlük dev bir miras, yüzlerce ödül ve milyonların kalbinde silinmez bir yer bıraktı.
Malatya’nın Ahmet’i, Türkiye’nin sesi
Her gün sokaklarda, radyolarda, televizyonlarda bir Ahmet Kaya şarkısına rastlamak tesadüf değil. Çünkü o, bu coğrafyanın acısını da sevincini de en çıplak hâliyle dile getiren bir sesti.
Bugün, aramızdan ayrılışının 25. yılında, Malatya’nın yetiştirdiği bu büyük sanatçıyı hatırlarken, sadece bir müzisyeni değil;
halkın derdini kendine dert eden, sesi kesilse bile şarkısı susmayan bir adamı anıyoruz.
Ahmet Kaya, geride bıraktığı şarkılarla hâlâ bizimle…
Ve öyle görünüyor ki, uzun yıllar boyunca da bizimle olmaya devam edecek.




