Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu İPA Başkanı Buğra Gökce ile Filiz Kahveci’nin nikahında şahitlik yaptı. Özel, aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu da ziyaret etti.
CHP lideri, gerçekleştirdiği ziyaretlerin ardından Silivri’de basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
“BU KARARI KİM VERDİYSE TEŞEKKÜR EDİYORUZ”
Özel’in açıklamalarından önemli noktalar şu şekilde:
* Burada, özünde çok hayırlı bir iş için bulunuyoruz. Ancak bu güzel etkinliği, düşman hukuku uygulanan arkadaşlarımızla birlikte bu zor mekanda gerçekleştirmek zorunda kaldık. Buğra ve Filiz’e evlilik cüzdanlarını takdim ederken, bu töreni tekrarlayacağımızı, milyonların kalbinin burada olduğunu ve çok kalabalık, neşeli bir törenle bunu kutlayacağımıza dair inancımızı ifade ettim.
* Dün akşam saat 11:50 civarında aileden bir kişiye, Genel Başkan’a ve milletvekillerine izin verilmediği yanıtıyla günü tamamlamıştık. Bugün sabah 7.30-8 itibarıyla hangi akıl devreye girdiyse, kim bu duruma vesile olduysa, buna da şükrediyoruz.
* En azından AK Parti içinde bir vicdan sesi çıkmış ve aileye izin verilmesi gerektiğini söylemiş. Bugün sabah 9 itibarıyla bu durumda emeği olan herkese teşekkür ediyoruz. Her şeye rağmen, sürecin tümüne olan kızgınlık ve tepkimize rağmen, bu gelişmeye vesile olan kişilere teşekkür ederiz.
* En azından aileler, analar, babalar ve kardeşler bu anı yaşayabildiler. Biz de Ankara Milletvekilimiz Umut Akdağ ile birlikte tanık olduk. Cezaevinin önünde Buğrasız bir fotoğraf çektirdik. Gelin hanımın elindeki aile cüzdanı Silivri Cezaevi’nde kendisine takdim edildi. O cüzdanı tutan eldeki mendildeki yaşlar boğulsun inşallah.
“GELİN HANIMIN GÖZYAŞLARINDA BOĞULACAKLAR”
* Bize bu düşman hukuku uygulayan akıl kimse, bir kez daha aileye anlayış gösteren sabah devreye giren vicdana teşekkür ediyoruz. Ancak bu düşman hukuku uygulayan kirli ve kötü akla karşı tepkilerimizi göstermeye devam edeceğiz. Burada teslim alınamayız. Zulümlerinin gelinlerin ve içerideki annelerin, evlatlarının gözyaşlarında boğulacaklar. Çünkü ahlaki ve vicdani üstünlük bizde. Bu nedenle moral ve psikolojik üstünlük bizde. Bugün akşam Esenler ve Düzce gibi zorlu meydanlarda görün bakalım çoğunluk enerjisi kimde olacak.
“BİZ VİCDANLARDA DIŞARIDAYIZ”
* Şu an Ekrem İmamoğlu, az önce ziyaret ettiğim 7 metrelik hücrede, yerin 7 kat altında büyük bir moralle duruyor. Onu içeride tutanlar sarayda oturuyorlar ama yerin 7 kat dibindeler. Önemli olan, bedenin hapsi değil, vicdanın hapsidir. Biz vicdanlarda dışarıdayız. Fiziken istedikleri kadar içeride tutmaya çalışsınlar. Bu zulüm eninde sonunda sona erecek ve arkadaşlarımız başları dik, alınları açık bir şekilde dışarı çıkacaklar.
* Bugün Kadriye Kasapoğlu’nu ziyaret ettim. Daha önce “12 yaşındaki Çınar’ın gözyaşında boğulacaksınız.” demiştim. Kadriye Hanım’ın gözyaşlarına tanıklık ettim. Kendisi, “Eğer o telefon bir suç aleti olsaydı, ben de onu gizlemek niyetinde olsaydım, yıllar önce denize atardım.” dedi.
“KADRİYE HANIM’IN SUÇU, ARABANIN 3 YIL ÖNCE İPSALA’DAN ÇIKMASI”
* Kadriye Hanım, bir yıl önce satın aldığı arabanın 3 yıl önce İpsala’dan çıkmasıyla suçlandı. “Rüşvet paralarını bulamıyoruz, sen bu arabayla yurt dışına mı kaçırdın?” dediler. O da, “Aralık ayında satın aldım, o araba benim değildi.” diyerek MASAK raporundaki para hareketliliğini ve dekontu gösterdi. Hatta vicdanlı bir hakim, “Bundan tutuklama mı olur?” diye serbest bırakılmasına karar verdi. Ancak bu sefer telefonu bahane ederek başka bir hakime düşürüp tutuklattılar. Suçu ne?
* Suçu, Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanıyken kullandığı telefonun yönlendirilmesi. “Beylikdüzü’nden arayan olur, İBB başkanı oldu, telefonunu değiştirmiş demesinler.” diyerek telefonunu yönlendirmiş ve “Bu telefonu alın, santrale yönlendirin, cihaz sizde dursun.” diyen Kadriye Hanım ve bakın…
