USD38,85
%-0.01
EURO43,77
%0.90
CHF46,66
%0.55
GBP51,98
%0.71
EURO/USD1,13
%0.80
BIST9.668,36
%1.33
Petrol65,33
%-0.12
GR. ALTIN4.035,10
%0.85
BTC0,000000
%0
  1. Haberler
  2. SİYASET
  3. Yunus Emre Nuray Başaran’ı Deşifre etti!

Yunus Emre Nuray Başaran’ı Deşifre etti!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurultayına dair iddiaları sıkça gündeme getiren ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında suç duyurusunda bulunan gazeteci Nuray Başaran ile ilgili dikkat çekici bilgileri sosyal medya üzerinden paylaştı.

Emre, “Örtüyü kaldırmaya, mutlak butlan rezaletinin arkasındaki gerçeği görmeye hazır mısınız?” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu örnek olayda, CHP Kurultayı hakkında en çok konuşan gazetecinin etkinliklerini özetleyeceğim ve Kurultayımıza yönelik iddiaların neden yurt dışı kaynaklı olduğunu açıklayacağım. Bu gazetecinin adı Nuray Başaran, neredeyse bir buçuk yıldır CHP Kurultayı hakkında açıklamalar yapıyor. Hem de dikkat çekici açıklamalar. Savcılıktan neredeyse canlı yayın. CHP Kurultayı’nda ortaya atılan şaibe iddiaları bu hanımefendiyle başlıyor ve savcılıktan elde ettiği mahrem bilgiler iddiasıyla büyüyerek devam ediyor. Bu durum dikkatimi çekiyor ve odağımı kendisine yönlendiriyorum.

“ADININ GEÇTİĞİ ONLARCA AMERİKAN BELGESİ WİKİLEAKS’TE DURUYOR”

Yunus Emre, açıklamalarının ardından Nuray Başaran’ın 2000’li yıllarda Akşam Gazetesi’nin Ankara temsilcisi olduğunu öğreniyor. “Ankara temsilciliği gibi önemli bir görevde bulunan bir gazeteciyi nasıl tanımadım?” diye düşünmeden edemiyor. İnternette yaptığı araştırmada, Sayın Başaran’ın yıllardır kamuoyundan uzak kaldığını ve adını unutturmaya çalıştığını fark ediyor. Bu durumu sorgularken, Yiğit Bulut’un Nuray Başaran hakkında söylediklerine rastlıyor: “Eğer bir gazeteci, ABD konsolosluğu ile haftalık rutin görüşmeler yapıyorsa ve bu kişi bir gazetenin Ankara temsilcisi ise, bu durum gazetecilik değil, casusluk faaliyeti anlamına gelir ve bunun gereği savcılar tarafından yapılır.” Emre, bu noktada WikiLeaks belgelerine göz atarak Nuray Başaran’ın adının geçtiği birçok Amerikan belgesini buluyor. İnternette meraklıları bu belgelere ulaşabilir. Ancak belirttiğine göre, hanımefendinin ABD’li diplomatik misyon görevlileriyle ilişkileri, gazetecilik faaliyetlerinin çok ötesinde. Bazı bilgileri burada paylaşarak Sayın Başaran’ı hedef haline getirmek istemediğini vurguluyor. Ancak, kriptolar vasıtasıyla bazı siyasetçilerin özel hayatları hakkında yabancılara bilgi veren bir kişiden bahsettiğini ifade ediyor. AKP içindeki klikler, TSK ile ilgili bilgiler ve Türk-Rus ilişkileri hakkında özel aktarımlar yapıldığına dikkat çekiyor. Belgeleri inceledikçe, Türkiye’nin iç ve dış politikası hakkında yabancılar için önemli bir kaynak olduğunu anlıyor.

“ZEKERİYA ÖZ’ÜN TANIKLARI ARASINDA YER ALMIŞ”

Başaran’ın yabancılara bilgi sağlamanın yanı sıra başka hangi faaliyetlerde bulunduğunu araştıran Emre, Ergenekon Mahkemeleri’nde hem gizli hem de açık tanık olarak ifadeler verdiğini keşfediyor. Bu süreçte, CHP milletvekili Tuncay Özkan gibi masum bireyler aleyhinde Zekeriya Öz’ün tanıkları arasında yer almış. Ayrıca İstanbul Barosu’nun raporuna göre, kendisine sanıklar tarafından soru yöneltilmesine izin verilmediği, ancak hakimlerin müsaade ettiği soruların yazılı olarak yöneltilebildiği belirtiliyor. Emre, Tuncay Özkan’ın “Ergenekon: Çook Gizli Örgüt” kitabında ise, hanımefendiyle ilgili ilginç bir anekdot buluyor: “2003 yılında bir pazar günü MİT’in Yenimahalle’deki merkezine bir kadın geliyor. Aracından iniyor, ellerini kaldırıyor ve ‘teslim olmaya geldim’ diyor. MİT görevlileri şaşırıyor, ‘Kimsin sen, yabancı mısın?’ ‘Hayır, Türküm’ diyor kadın. ‘Ne için teslim oluyorsun?’ diye sorulduğunda, ‘Kunstadter beni MOSSAD’a teslim edecek, yardım edin’ yanıtını veriyor.” MİT, CIA ve MOSSAD ile bağlantıları olan bir gazetecinin ne işi olduğunu sorguluyor. Uğur Mumcu’nun “Karanlıklar Prensi” dediği Richard Perle ile olan dostluğu ile ilgili haberlere rastladığında, bu durumun anlamını sorguluyor. Ancak burada noktayı koyuyor ve daha fazla bilgi vermek istemiyor.

CHP istanbul Milletvekili Yunus Emre’nin , Mustafa Kemal Atatürk’ün istihbarat subaylığı yaptığı dönemden bir fotoğrafı ile süslediği tweetlerinin tam metni aşağıdadır:

Son siyasi tartışmalar hakkında görüşlerim II: CHP Kurultayı’nın mutlak butlan kapsamında iptal edilmesi hakkında yapılan tartışmaları bir örnek olayla ele almak istiyorum. Son yazımla kırdığım, gücendirdiğim arkadaşlarım varsa bu örnek olay üzerinden beni daha iyi anlamış olurlar… Örtüyü kaldırmaya, mutlak butlan rezaletinin arkasındaki gerçeği görmeye hazır mısınız?
Haydi başlayalım. Bu örnek olayda CHP Kurultayı hakkında en çok konuşan gazetecinin faaliyetlerini özetleyeceğim ve Kurultayımıza yönelik iddiaların neden okyanus ötesi menşeli olduğunu açıklayacağım. Bu gazetecinin adı Nuray Başaran neredeyse bir buçuk yıldır CHP Kurultayı hakkında açıklamalar yapıyor. Hem de ne açıklamalar. Savcılıktan neredeyse canlı yayın. CHP Kurultayı’nda şaibe söylemi bu hanımefendiyle başlıyor ve savcılıktan eriştiği mahrem bilgiler iddiasıyla kartopu gibi büyüyor. Büyüdükçe de dikkatimi çekiyor ve odağımı kendisinin üzerine yöneltiyorum.
Açıklamaları sonrası Nuray Başaran’ın 2000’lerde Akşam Gazetesi’nin Ankara temsilcisi olduğunu öğreniyorum.
Allah Allah Ankara temsilciliği gibi önemli bir görev yapmış gazeteciyi nasıl tanımam diye düşünüyorum. İnternete girince şunu anlıyorum ki Sayın Başaran yıllardır ortalarda görünmemiş ve adını unutturmaya çalışmış. Bu neden olabilir sorusunun peşinden gidince Yiğit Bulut’un Nuray Başaran hakkında bir açıklamasına denk geliyorum. Şöyle diyor Bulut: “Bir gazeteci ABD konsolosluğu ile haftalık rutin bir şekilde görüşüyorsa ve bu bir gazetenin Ankara temsilcisiyse, konsolosluk görevlilerine bilgi veriyorsa, bu gazetecilik değildir casusluk faaliyetine girer ve bunun da gereği Savcılar tarafından yapılır”. İpin ucunu çekmeye devam edince WikiLeaks belgelerini hatırlayarak bilgisayar ekranının karşısına oturuyorum ve Aman Allahım ne göreyim.
Nuray Başaran’ın adının geçtiği onlarca Amerikan belgesi WikiLeaks’te duruyor. Meraklısı internette bu belgelere erişebilir ama şu kadarını söyleyebilirim ki hanımefendinin ABD’li diplomatik misyon görevlileriyle temasları gazetecilik faaliyetlerinin çok ötesinde. Metinleri burada vererek Sayın Başaran’ı hedef haline getirmek istemiyorum ama kendisini yıllarca neden unutturmak istediğini çok iyi anlıyorum. Kriptolara göre siyasetçilerin özel hayatları hakkındaki bazı bilgileri bile yabancılarla paylaşan bir kişiden bahsediyoruz. AKP içi klikler, TSK ile bilgiler, Türk-Rus ilişkileri hakkında özel aktarımlar.
Daha neler neler. Belgeleri okudukça Türkiye’nin iç ve dış politikası hakkında yabancılar için önemli bir kaynak olduğu sonucuna ulaşıyorum.

Image

Peki Sayın Başaran yabancılara bilgi sağlama faaliyetleri dışında ne yapmıştır diye bakıyorum.
Aman ne göreyim Ergenekon Mahkemeleri’nde önce gizli sonra açık tanık olarak ifadeler vermiş. Aralarında CHP milletvekilimiz Tuncay Özkan dahil olmak üzere masum kişiler hakkında Zekeriya Öz’ün tanıkları arasında yer almış.
Yine İstanbul Barosu’nun raporuna göre o kadar önemsenen bir tanık ki kendisine sanıklar tarafından soru yöneltilmesine izin verilmiyor ancak hakimlerin müsaade ettiği sorular yazılı olarak yöneltilebiliyor. Bu kadar yeter derken Tuncay Özkan’ın “Ergenekon: Çook Gizli Örgüt” kitabında hanımefendi hakkında şu satırlara rastlıyorum: “2003 yılında bir pazar günü MİT’in Yenimahalle’deki merkezine bir kadın geliyor. Aracından iniyor, ellerini kaldırıyor ve “teslim olmaya geldim” diyor. MİT görevlileri şaşırıyor, ‘Kimsin sen, yabancı mısın?’ “Hayır, Türküm” diyor kadın. ‘Ne için teslim oluyorsun?’ Kunstadter beni MOSSAD’a teslim edecek, yardım edin.” Kunstadter isimli görevlinin kim olduğunu ilgilileri biliyor.
Ama insan sormadan edemiyor kendi halinde bir gazetecinin MİT, CIA ve MOSSAD ile ne işi olur? Neden aynı kişi bu karanlıkların içindedir derken Uğur Mumcu’nun Karanlıklar Prensi namıyla andığı Richard Perle ile bu hanımefendinin dostluğuna ilişkin haberlere denk geliyorum. Devamı var, devamı var, devamı var. Ama bu noktada keseyim sizleri yormak istemiyorum.
Sadece tek bir sorum var: tanıdıkça insanın daha da ilgisini çeken bu gazeteci CHP Kurultayı hakkında neden bu kadar aktif çabalar içinde? Yıllar sonra neden sadece CHP Kurultayı bir gündemle birden ortaya çıkıverdi? Neden adli makamlar ortada bu kadar gazeteci varken dosya hakkında bilgileri bu hanımefendiyle paylaşıyor. Kendi bildiği espiyonaj dünyasında ne istiyorsa yapsın.
Ergenekon davaları dahil istediği davada tanık olsun. Kendi tercihi. Zaten WikiLeaks belgelerinde geçmişte AKP’den milletvekili olmak için müracaatı da görünüyor. Neticede bizden biri değil, bizi ilgilendiren biri değil. Böyle bir kişi CHP’den ne istiyor diye düşünürken ne göreyim partimize 2021-2022 döneminde danışmanlık yaptığını ve bunun karşılığında 1.6 milyon TL ücret aldığını haberlerde okuyorum. Yok artık değil mi? Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Mehmet Haberal gibi CHP milletvekilleri de dahil birçok masum insanın hapis yattığı Ergenekon mahkemelerinde tanıklık yapan bir kişinin hizmetinden neden yararlanmışız acaba derken ilgili hanımefendinin parti binamıza da geçmişte birçok defa geldiğini öğreniyorum.
Neyse burada keseyim. Bu hanımefendi partimiz ve kurultayımız hakkında yerel seçimlerden önce AHaber’de başladığı yayınlarına TGRT’de kapsamlı şekilde devam ediyor. Etsin hakkıdır. Mustafa Sagir vakasından beri alışık olduğumuz iştir. Şerbetliyiz. Kendisine ve programdaki saz arkadaşlarına hayırlı işler diliyorum ama bu insanların partimizi dizayn çabalarının gerçek nedenini düşünmeden edemiyorum. Arif olan anlar demekle yetiniyorum…

Yunus Emre Nuray Başaran’ı Deşifre etti!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yazıhan Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!