Bir topluma farklı kimlik kazandıran ve onu diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerin başında gelenekleri gelir. Bunların başında da ilk akla gelen; giyim kuşam, beslenme şekli, yaşam biçimi, folklorik yapısı ve üretim kaynaklarını nasıl kullandığı gelir.
Hayatın her döneminde insanlar, mecburen ihtiyaçlarını kendi ürettikleri ürünlerle giderme yolunu seçmişlerdir. Hatta eskiden topluluklar arası iletişim ve bilgi aktarımı çok yavaş ilerlediğinden; doğal olarak da yöresel giyim tarzı, beslenme şekilleri de üretim biçimlerine göre farklılık gösteriyordu. İklim faktörünü de göz önüne alırsak her yöre kendi tekstilini, ürettiği maddelere ve kendi doğa şartlarına uygun olarak şekillendirmiştir.
Soğuk iklim İnsanları, kendi tarihleri kadar eski olan keçeyi üretmişler ve o günden günümüze kadar hemen hemen hayatın her alanında kullanmışlardır. Bunlar: İlk dönemlerde sıcak tuttuğu için ev yapmışlar keçelerden. Zamanla evde sergi olarak, giyim eşyası olarak kullanmışlar.
İlk keçe yapımı M.Ö.500 lü yıllardan itibaren Çinlilerde görülmüştür. Yani keçe için, tekstilin atası diyebiliriz. İnsan hayatının her alanında onun izlerine rastlamak mümkündür. Keçe sağlıklı ve uzun ömürlüdür. Sesi ve ısıyı geçirmeyen bir yapısı vardır. Özellikle soğuk bölgelerde kullanım alanı daha çok yaygındır.
Hatta keçe, deyim olarak bile girmiş hayatlarımıza.
Keçeyi suya vermek,
Keçe külah olmak,
Keçeye oturmak,
Keçesini sudan çıkarmak. gibi
Keçe yapmak, ustaca beceri ve ağır bir işçilik gerektirir. Keçeyi, hallaç denilen ustalar yapar. Hallaçların piri sayılan, iki kardeşin, rivayete göre ilginç hikayesi şöyledir: Defalarca denemelerine rağmen, bir türlü beceremiyorlar keçeyi yapıştırmayı. Beceremeyince de sinirden ve yorgunluktan ağlıyorlar. Böyle olunca terleri ve gözyaşları yünün üzerine damlıyor. Sonra tekrar denediklerinde görüyorlar ki yünün bazı yerleri yapışmış. O kısımların ter ve gözyaşı ile ıslandığını ve ondan dolayı yapıştığını anlıyorlar. Ve bu tesadüfle yünün ıslanınca yapışacağını öğrenmiş oluyorlar.
Hallaçlar, yıkanıp kurutulmuş yünler arasından, keçe yapımına uygun kalitede ve aynı renkte olan yünleri seçerler. Önce bu yünleri yay ve tokmaktan oluşan ilkel bir alet eşliğinde iyice kabartırlar. Sonra bu kabarmış yünleri çok ustaca, aynı kalınlıkta olacak şekilde, bir hasırın üzerine kat kat sererler. Serme işlemi yapılırken yünlerin iyi yapışması için de her katın arasına su serperler. İsteğe göre de, farklı renklerde yün kullanılarak, keçe üzerinde desenler oluştururlar. Bu işlemlerden sonra hasırlara sarılan yünler, rulo yapılıp bağlanır. İşin en yorucu kısmı ise, bu ruloyu yuvarlayıp, keçe olana kadar tekmelemektir. Bu hüner ve çok emek isteyen işlemlerin sonunda, yünler keçeye dönüşüyor. Sonra keçeyi kurutup kullanılacak hale getiriyorlar. Tabi ki keçenin çok çeşitleri vardır. Bunlar: kuru (iğne) keçe, ıslak keçe, sentetik kumaş keçedir. Koyunun beslendiği her toplumda olduğu gibi, yünden yapılan ıslak keçeler Drejanlılarda da yapılır ve özellikle evlerde sergi olarak ve de çoban keçesi olarak kullanılırdı.
Keçeye, ne işe yarıyorsun diye sorsak, vereceği cevap:
Evlerde sergi olurum, Sosyete de çanta,
Çobanlar için kepenek olurum, kadınlarda yelek,
At sırtında heybe olur, Stüdyolarda, ses yalıtırım.
Hediyelik eşya olurum, çocuklara oyuncak,
Hayvan sırtında semer, ellerinizde ki anahtarlık olurum.
Cüzdan olur paranızı saklar, kolye olur boynunuzda sallanırım.
Erkeklerin başındaki festen, kadınlarda şapkaya kadar, hayatınızın her yerinde varım der.










Hocam çok güzel ozetlemissiniz bir Yörük
kızı olmama rağmen bu kadarını bilmiyordum yüreğinize sağlık eskileri tekrar canlandırdınız
Tebrikler hocam . Kaleminize sağlik.
Halit Alpaslandan geçmişimize ışık tutan bilgilendirici bir yazı..Kalemine yüreğine sağlık pirim..
Hemen hemen herkesin evinde kullanılan keçenin böyle bir geçmişi olduğunu bilmiyorduk. Bilgilendirici ve okuması keyifli bir yazı olmuş emeklerinize sağlık
Abim yamada Dirijanlilarin çadırlarında envay çeşidi vardı. Hatırlıyorum . Her yazında yeni bir hikaye öğreniyorum ellerine , kalemine, yüreğine sağlık abim
Tebrik eder başarılar dikerim. Yörenin çobanları ve sürü sahiplerinin dışarıdaki gece yatakları.